13 Kasım 2014 tarihinde yayınlanmıştır.
1080’de (1669) Mora yarımadasının kuzeydoğusunda yer alan Gördüs (Korinthos) kasabasında doğdu. Hayatı hakkındaki bilgiler Mektûbât adlı eserinin baş tarafına konulan biyografisine dayanmaktadır. Adı Hasan olup “Sezâî”nin ona mahlas olarak Niyâzî-i Mısrî tarafından verildiği rivayet edilir.
1098 Ramazanında (Temmuz 1687) Venedikliler’in Mora’yı işgali üzerine Gördüs’ten ayrılarak deniz yoluyla İstanbul’a gitti, oradan Edirne’ye geçti. Burada yakınlarından piyade mukabelecisi Ali Bey’in yardımıyla mukabele kaleminde çalışmaya başladı. İstanbul’a giderken gemide karşılaştığı bir Halvetî şeyhinin etkisiyle tasavvufa ilgi duymaya başladı ve Edirne’de Şeyh Âşık Mûsâ Hankahı’nın postnişini Gülşenî şeyhi Mehmed Sırrî Efendi’ye intisâb etti. Mehmed Sırrî Efendi’nin yaklaşık iki yıl sonra irtihâl etmesi üzerine seyr-i sülûkünü La‘lî Mehmed Fenâî Efendi’nin yanında tamamlayıp hilâfet aldı. Gülşenî Veli Dede Zâviyesi’nde irşad faaliyetine başladı. Fenâî Efendi Hakk'a yürüdükten sonra postnişîn olan Mahmud Hamdi Efendi altı ay kadar sonra vefat edince Sezâî Hazretleri, Veli Dede Zâviyesi’nin meşîhatını dâmâdı Ahmed Müsellim Efendi’ye bırakarak Fenâî Efendi’nin faaliyet gösterdiği Âşık Mûsâ Dergâhı’na taşındı. Bu dönemde Mısır’a giderek Gülşenî Tekkesi şeyhi İbrâhim Çelebi’den icâzetnâme aldı.
Hasan Sezâî Hazretleri’nin yaşadığı yıllarda Osmanlı padişahlarının Edirne’de kalmayı tercih etmeleri sebebiyle aralarında Sadrazam Yeğen Mehmed Paşa’nın da bulunduğu bazı devlet ricâli de onun müntesibleri arasına katıldı. Bir rivâyete göre müntesiblerinin sayısı beş yüzbin kişiden ziyâdedir. Hasan Sezâî Hazretleri 17 Ramazan 1151’de (29 Aralık 1738) Edirne’de irtihâl-i dâr-ı bekâ eylediler ve tekkenin hazîresine defnedildi. Mezarının üzerine sonradan kâgir kubbeli bir türbe inşa edilmiştir. “Kutb iken göçtü Sezâî rahmetullâhi aleyh” mısraı irtihâline târih düşürülmüştür.

MERSİYE-İ KERBELÂ
Ey Şehîd-i Kerbelâ’ya ağlayan
Ağla mâtemdir Muharremdir bugün
Nâr-ı hasretle ciğerin dağlayan
Ağla mâtemdir Muharremdir bugün
İnle mâtemdir Muharremdir bugün
Sînede serde gerekdir dağ ola
Kanlı yaşın dîdeden ırmağ ola
Ger dilersen menzilin uçmağ ola
Ağla mâtemdir Muharremdir bugün
İnle mâtemdir Muharremdir bugün
Gece gündüz ey Muhammed ümmeti
Edelim cân-ı Yezid’e la'neti
Dersen ere sana Hakk'ın rahmeti
Ağla mâtemdir Muharremdir bugün
İnle mâtemdir Muharremdir bugün
Kimdir o şâh-ı şehîd-i Kerbelâ
Nûr-i çeşm-i Murtezâ Âl-i Abâ
Cedd-i pâkidir Muhammed Mustafâ
Ağla mâtemdir Muharremdir bugün
İnle mâtemdir Muharremdir bugün
Her seher sanma şafakla şebnemi
Anda kan ağlar felekler ol demi
Âlemi tuttu Hüseyn’in mâtemi
Ağla mâtemdir Muharremdir bugün
İnle mâtemdir Muharremdir bugün
Çâr yâr ile Muhammed ey saîd
Oldular tesmîm-i zehr ile şehîd
Kıydılar rahmetmeyip bunca 'anîd
Ağla mâtemdir Muharremdir bugün
İnle mâtemdir Muharremdir bugün
Ey Sezâî bilmiş ol Şâh-ı Hüseyn
Cümleye sevmekdir anı farz-ı ayn
Şeksiz ehlullaha oldu nûr-i ayn
Ağla mâtemdir Muharremdir bugün
İnle mâtemdir Muharremdir bugün
NAĞME-İ AŞK