20 Ağustos 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
İnsanlarda dâimâ bir huy vardır, hasedlik huyu vardır. Ve gizli gizli de olabilir bu, insanın haberi bile olmaz. İnsanda Allah'ın sevmediği bazı huylar vardır, bunlar gizli gizli insanın içerisinde olabilir. Dâimâ Cenâb-ı Hakk'a bundan sığınmalıdır. Allah'ın sevmediği sıfatlardandır bu hasedlik. Ma'nâları vardır bunların. Şöyle anlatıverelim şöyle basitçe. Bir gıbta vardır, "Yâ Rabbi ona verdiğin gibi bana da ver". Buna gıbta derler. Bu, şerîatda câizdir fakat hakîkatda câiz değildir. Çünkü bulunduğun mevkiye rızâ göstermemendir. Halbuki kulun vazîfesi evvelâ Allah'dan râzı olup sonra Allah rızâsını beklemekdir. Bir de hasedlik vardır, "Ne bende olsun ne onda olsun". Daha açıkça bir hikâye ile anlatayım sana ben bunu.
Mûsâ Peygamber zamânında bir a'mâ varmış, gözleri görmüyor, iki gözü görmüyor. Demiş ki, "Yâ Mûsâ, Allah her şeye Kâdir u Kayyûm'dur, sen de bir nebîy-yi zîşânsın, ulü'l-azim peygambersin, kitâb sâhibisin, Tûr'a gidiyorsun, Hakk Teâlâ'ya mürâcaat et, benim gözlerime nûr versin" demiş. Musâ Peygamber Tûr'a gittiği vakitde, bunu arz etmiş Cenâb-ı Hakk'a. Allah biliyor ama Peygamber söyledi, çünkü vazîfesi. Dedi ki, "O kuluma söyle, onun komşusunun da gözleri kördür, o komşusu için duâ etsin, desin ki, 'Yâ Rabbi komşumun bir gözünü aç' diye duâ etsin, ben onun iki gözünü açacağım". Bak sana hikâyeyle anlatayım. Hasedin ahvâlini, durumunu söylemek için söylüyorum bunu. Hazret-i Mûsâ Tûr'dan döndü, geldi dedi ki, "Hakk Teâlâ buyurdu ki, senin gözünü açacak ama bir şart koşuyor". "Nedir o". "Senin komşunun da gözleri a'mâ imiş". "A'madır" dedi, "berâber kolkola girer bazen gezeriz onunla biz" dedi. "Hah, onun bir gözü açılsın diye duâ et, Allah senin iki gözünü açacak" deyince, "Ne onun bir gözü açılsın ne benim iki gözüm" dedi. İşte hased bu. "Ne bende olsun ne onda olsun". O da sürünsün ben de sürüneyim. Gıbta da "Yâ Rabbi ona verdiğin gibi bana da ver". Bu şerîatda mezmûm değildir ama hakîkatda mezmûmdur. Hakk'dan gelene rızâ göstermemek vardır.
İnsanlarda gizli hased vardır. Bunlarla mücâdele etmek lâzımdır. Nasıl olacak bu? Hakk'a sığınmakla olur, başka türlü olmaz. "Yâ Rabbi, benden bu ahlâkı al" diye Allah'a ağlamak, sızlamak ve Cenâb-ı Hakk'a sığınmakla olur, başka türlü olmaz. Galebe çalamazsın nefsine, ancak Allah'ın yardımıyla. Sözümü iyi dinle, ne konuşuyorum bak! "Ben terk etdim" deme! Terk etdirirlerse edersin çünkü. Benliği ortaya da koyma hem de.
Onun için halkda bu hased vardır, gizli olarak. Hikat-i âdemde var çünkü. Âdem Peygamber müstesnâ da, nebiyy-i zîşân. O'nun kalbini Allah esmâ ile tezyîn etmiş, esmâ-yı ilâhî ile. O ayrı. Peygamberler ayrıdır, onlar masûmdurlar, onlardan günâh sâdır olmaz.