13 Eylül 2017 tarihinde yayınlanmıştır.
Vaktiyle Muzaffer Efendi Hazretlerinin Âdem ile Şeytan arasındaki farkdan bahsettiği bir sohbetini yayınlarken bahsi geçen ve birbirine zıd gibi görünen şu âyet-i kerîmelerin incelikleri hakkında sizleri biraz düşündürmek istiyorum :
وَإِن تُصِبْهُمْ حَسَنَةٌ يَقُولُواْ هَذِهِ مِنْ عِندِ اللّهِ وَإِن تُصِبْهُمْ سَيِّئَةٌ يَقُولُواْ هَذِهِ مِنْ عِندِكَ قُلْ كُلًّ مِّنْ عِندِ اللّهِ
"Ve in tusıbhum hasenetün yekûlû hâzihî min indillâh, ve in tusıbhum seyyietun yekûlû hâzihî min indik. Kul küllün min indillah"
Onlara bir iyilik ulaşınca "Bu, Allah’dandır" derler. Bir fenâlık gelince de "Bu, senin yüzündendir" derler. De ki : "Hepsi Allah'dandır"
Sûre-i Nisâ, Âyet 78
مَّا أَصَابَكَ مِنْ حَسَنَةٍ فَمِنَ اللّهِ وَمَا أَصَابَكَ مِن سَيِّئَةٍ فَمِن نَّفْسِكَ
"Mâ esâbeke min hasenetin fe minallah vemâ esâbeke min seyyietin fe min nefsik"
Sana gelen her iyilik Allah'dandır, sana ne kötülük dokunursa kendindendir.
Sûre-i Nisâ, Âyet 79
Bu âyet-i kerîmelerin ilkinde, başımıza ne gelirse Allah tarafından geldiği, diğerinde ise başımıza gelen şey iyi ise Allah'dan, kötü ise nefsimizden geldiği beyân ediliyor. Birbirine zıd gibi görünen bu iki âyetde birçok incelikler var :
Hayır da olsa şer de olsa her şeyi yaradan şüphesiz Allah'dır ama eğer iyi düşünecek olursak, başımıza gelen kötülükler meselâ hastalıklar, kazâlar, belâlar hep kendi kusurlarımızdan kaynaklanır. Bu kusurların maddî olanları olduğu gibi ma'nevî olanları da vardır. Hepimizin çok iyi bildiği maddî kusurlarımıza misâl olarak sağlıksız beslenmeyi, alkol gibi kötü alışkanlıkları, dikkatsiz araba kullanmayı verebiliriz. Yaptığımız bu hatâlar bize maddî belâlar ve musîbetler olarak geri döner. Manevî kusurlara misâl olarak da, haram yiyen bir kimsenin hep günâha düşkün olmasını, ibâdet etmeyen kimselerin iç sıkıntısı çekmesini verebiliriz...
İyiliklerin Cenâb-ı Hakk'a izâfe edilmesine gelince...Cenâb-ı Hakk yaptığımız her hatânın karşılığında bize belâ göndermez. Birçok hatâlarımızı ve günâhlarımızı affeder. Meselâ her sarhoş suç işlemez, her alkollü araba kullanan kazâ yapmaz. Bazı kabahat ve kusurlarımız çok büyük felâketlere sebeb olabilecek iken Cenâb-ı Hakk'ın lutuf ve merhameti sâyesinde küçük sıkıntılarla atlatılır...Günâhları da buna kıyas edebilirsiniz...
Bazı belâlar ve musîbetler vardır ki bunda kulun hiç bir suçu yokdur denebilir. Meselâ ana-babasını çocukken kaybeden kimsenin veya evlâdını çocuk yaşda kaybedenlerin uğradıkları mûsîbetler gibi. Bu gibi hâllerdeki hikmet de şudur :
Bize göre kötülük ve şer gibi görünen nice hâdiseler vardır ki onlar aslında hakkımızda hayırlıdır. Buna işâret etmek üzere Cenâb-ı Hakk, عَسَى أَن تَكْرَهُواْ شَيْئًا وَهُوَ خَيْرٌ لَّكُمْ وَعَسَى أَن تُحِبُّواْ شَيْئًا وَهُوَ شَرٌّ لَّكُمْ yani "Sizin hoşunuza giden bazı şeyler hakkında kötü, size kötü gelen bir çok şey de hakkınızda hayır olabilir" buyuruyor. Hazret-i Mûsâ ile Hızır aleyhimüsselâmın meşhûr kıssasında da buna işâret vardır.
Diğer bir incelik de şudur :
Terbiye edilmeyen nefs, insanı dâimâ fenâlığa götürür. Ancak Cenâb-ı Hakk'ın lutfu ile hidâyete erer ve terbiye olursa o zaman hak ve hakîkati anlar ve fenâlıkdan yüz çevirir. Âyet-i kerîmede bu ma'nâya da işâret vardır...
NUTK-İ ŞERÎF
Olmayıcak senden 'atâ
Kul neylesin yâ Rabbenâ
Dâ’im işi sehv ü hatâ
Kul neylesin yâ Rabbenâ
İster seni cân bülbülü
Lâkin erişmez 'akl eli
Ger açıvermezsen yolu
Kul neylesin yâ Rabbenâ
Kim gamda kim râhatdadır
Âlem buna hayretdedir
Hep kabza-i kudretdedir
Kul neylesin yâ Rabbenâ
Hakk'anlamak merd işidir
Sığmaz akıl nerd işidir
Çün Sâni'-i Ferd işidir
Kul neylesin yâ Rabbenâ
Kim ki ezel dedi belâ
Andan ırak oldu belâ
Allâhü yef'alu mâ-yeşâ
Kul neylesin yâ Rabbenâ
Ente'l-Kerîmü'l-Müste'ân
Ente'r-Raûfu küllü ân
İhsânına kaldık hemân
Kul neylesin yâ Rabbenâ
Uçsa kafesden andelîb
Koma Hüdâyî'yi garîb
Et gülşen-i vaslın nasîb
Kul neylesin yâ Rabbenâ
Azîz Mahmûd Hüdâyî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Fettâhî