22 Eylül 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Bizde darb-ı mesel olmuşdur, ne zaman bir cenâze haberi gelse, bir vefât olsa, "Hayat kısa" yâhud "Bir varmış bir yokmuş" deriz. Doğru hayat kısa ama güle oynaya yaşarken pek farketmeyiz bunu. Üstelik hayat bizim zannetdiğimizden çok daha kısadır aslında. Kısalık, uzunluk, bunlar, hep izâfî şeylerdir çünkü.
Yapılan hesaplara göre kâinâtın yaşı yaklaşık 14 milyar sene çıkıyor. Peki insan ömrü ne kadar? 70 sene, 80 sene, bilemedin 100 sene. Bölelim birini diğerine, ne çıkar? Sıfıra yakın bir şey değil mi? Yok gibi bir şey yani.
Şöyle de îzâh edebiliriz bunu. Ölçekli bir kağıt düşünelim, metrelerce uzunlukda olsun. Her milimetreyi bir milyon yıl kabûl edelim ve 14 bin milimetrelik bir çizgi çizelim. On dört metrelik bir çizgi olur bu. Sonra o çizgi üzerinde yüz yıllık insan ömrünü işâretlemeye çalışalım. Yapabilir miyiz? Yapamayız. Çünkü nokta kadar bir yer tutmaz.
Bundan daha çarpıcı olan hakîkat ise şu. Dünyâ hayâtı muvakkat, âhiret hayâtı ise ebedîdir, sonsuzdur yani. Düşünün, öyle bir hayât var ki öbür tarafda sonu yok, ihtiyarlığı yok, ölümü yok, hastalığı yok, fakîrliği yok, âcizliği yok. Şimdi yeniden hesâb edelim, 100 sene ömrümüz olsa, ebedî âlemdeki hayâta kıyasla ne kadardır bu ömür? Hiçdir, değil mi?