21 Ekim 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Müellif 1917-1965 yılları arasında yaşamış, Hindistanlı bir âlimdir. Âilesi ve ecdâdı arasında bir çok âlim ve sôfî vardır. Babası Muhammed İlyas da âlimdir ve müellifin ilk hocasıdır. Kandehlevî, Gençliğinde medrese tahsîli görmüş, hadîs ve fıkıh âlimi olarak yetişmiş, sonradan tasavvufa meylederek Çiştiyye tarîkinin bir kolu olan Sâbiriyye'ye intisâb etmişdir. Babasının tesis etdiği Cemâat-i Tebliğ'in faaliyetlerine katılmış, babasından sonra onun yerine geçmiş ve hayâtını irşâd faaliyetlerine adamışdır.
Müellif Hayâtü's-Sahâbe'yi Arapça olarak kaleme almış, 1959 senesinde tamamlamışdır. Eserde hadîs, siyer, târih ve tabakât kitâblarından derlenen rivâyetlerle Hazret-i Peygamber'in ve belli başlı ashâbının hayâtlarından müslümanlara ışık tutacak tutum ve davranışlara yer verilmiş, başda Peygamberimiz olmak üzere, ileri gelen ashâbın dînî gayretleri, örnek yaşayışları, tavır ve davranışları konulara göre tasnîf edilmişdir.
Eser, Türkçemize tercüme edilmiş ve müteaddid yayınevleri tarafından defalarca yayınlanmışdır. Dört cildlik, beş cildlik tam tercümeleri olduğu gibi, muhtasar olarak yayınlanmış iki cildlik nüshaları da vardır.
Eserin muhtevâsından da biraz bahsedelim.
Birinci bölüm, Allah'a ve Resûlüne davet hakkındadır. Bu bölümde Efendimizin ve ashâbının teblîğ ve İslâm'a davet faaliyetleri uzun uzadıya ele alınmışdır. İkinci bölümde bîât meselesi, üçüncü bölümde Efendimizin ve ashâbının Allah yolunda çekdiği meşakkatler, dördüncü bölümde hicret hâdisesi ele alınmışdır. Beşinci bölüm ensâra ayrılmışdır. Altıncı bölüm cihâda tahsîs edilmiş, yedinci bölümde ise ashâb-ı kirâmın birlik ve beraberliğe verdiği önem üzerine durulmuşdur.
Sonraki bölümlerde, ashâb-ı kirâmın fazîletleri üzerinde durulmuş, onların yüksek ahlâkı, zühdü, takvâsı, cömerdliği uzun uzun anlatılmışdır. Eserde, Peygamberimizin ve ashâbının bazı hitâbeleri ile nasîhatlerine de yer verilmişdir. Eserin son bölümleri, Resûlullah'a ve ashâbına gelen ilâhî yardımlara, mucizelere tahsîs edilmiş ve sahabe-i kirâm hazerâtının inâyet-i ilâhîye mazhar olmalarının sebebleri üzerinde durulmuşdur.
Herkesin anlayabileceği bir dille kaleme alınmış olan bu kıymetli eser, gerek tertîbi, gerek muhtevâsı ile dikkat çekmekde ve islâmın mâhiyetini, müslümanlığın hakîkatini islâm önderlerinin örnek hayatlarından canlı ve çarpıcı misâllerle gözler önüne sermekdedir. Bu itibarla herkesin istifâde edeceği bir eserdir.