Hayvanlar Dahi Resûl-i Ekrem'e Hürmet Ederlerdi

12 Ocak 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Resulullah

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri, Resûl-i Ekrem Efendimizin şân-ı vâlâsından bahsetdikleri bir hutbelerinde buyurdular ki :

Hattâ bir gün yolda giderken Ebû Cehil denilen adam Resûl-i Ekrem'i devesine almış ve arkasına oturtmuş devenin, deve yürümemiş. Daha Cenâb-ı Peygamber izhâr-ı nübüvvet etmeden evvel. 
Burada bir incelik var, lutfen bunu kaydedin ve îmân eviniz olan kalbinize bunu hakkedin. Peygamberimiz kırk yaşında nübüvvetini, kırk üç yaşında risâletini ilân etmişdir. Allah'dan emir gelmişdir, açıklamışdır. Peygamber doğduğu vakitde de peygamber idi. Bunu unutmayın! 
Peygamber'e ilk emîn lakabını veren Ebû Cehil'dir, "Muhammedü'l-Emîn" diye. O lakabı veren, Ebû Cehil'dir. Devesine almış, deve yürümemiş. Ne kadar hay dediyse de deve  yürümeyince, Resûl buyurmuş ki, sallallahu aleyhi vesellem... 
O vakit daha henüz nübüvvetini izhâr etmemişdi, yani peygamber olduğunu daha söylememişdi, emri gelmemişdi, Allahu Teâlâ, "Söyle" dememişdi. Gençler olduğu için böyle Türkçe yapıyorum ki anlasınlar diye. 
Sonra Peygamberimiz dedi ki Ebû Cehl'e, "Deve neden yürümedi bilir misin yâ Ebe'l-Hakem?". "Niçin yürümedi?" dedi Ebû Cehil. "Beni devenin arkasına aldın, ondan" dedi. "Devenin yürümesi için beni ön tarafına oturt" dedi. Oturtunca deve yürüdü. Ebû Cehil şaşırdı, bu ne işdir diye. 
Hayvanlar dahi Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi veselleme hürmet ederlerdi. 
Sahâbeden birine bir mektûb verdi Peygamber. Mucizât-ı Muhammedî'den, şimdi aklıma geldi, söylemeden geçmeyeceğim. Bir mektûb verdi, Yemen'e gönderdi o sahâbeyi. Yolda giderken arslan çıkdı sahabenin karşısına. Görünce arslanı, ne yapabilir arslana karşı, hemen dedi ki arslana, Arapça "Ey esed!" dedi, "bu mektûb iki cihân serverinin, rahmete'l-lil-âlemîn olan Hazret-i Muhammed'in mektûbudur, beni yersen eğer, beni parçalarsan bu mektûb yerine vâsıl olmaz. Mahkeme-i Kübrâ'da, Meydân-ı Arasat'da mahcûb olursun, rezîl olursun" dedi. Arslan geldi, sahabeyi yemeyi şöyle bir tarafa koy, mektûba geldi yüzünü gözünü sürdü, evet yüzünü gözünü sürdü ve arslan çıkdı gitdi". Öyle diyor sahabe, böyle oldu hâdise diyor. 
Neyse. Hazret-i Muhammed'in kim olduğunu, ne büyük bir şerefe lâyık olduğunu yakın bir zamanda bilecekler ama iş işden geçecek. O vakit faydası yok. Pek yakın bir zamanda, çok yakın bir zamanda bilecekler ama iş işden geçecek. O kendi gibi görenler, kendiyle kıyâs edenler, onlar aldanacaklar, aldanmışlardır, aldanacaklar. Çoook, çok zahmet çekecekler, çok hayıflanacaklar, çok ellerini ısırıp, sakallarını saçlarını yolacaklar ama iş işden geçecek. 
Ahmaklar var bazı, "Muhammed de benim gibi adamdı" diyen. Senin gibi adam olsa, peygamber olur mu o! Cinsiyetde insan. Bir şâir şöyle demiş :
Muhammedün beşerün lâ ke'l-beşeri
Bel hüve yâkutun beyne'l-haceri

Muhammed beşerdir ama taş ile cevherin arasındaki fark, yâkutun arasındaki fark neyse, insanlarla Peygamber'in arasındaki fark odur. Allah ne diyor Kur`ân'da, "قُلْ إِنَّمَا أَنَا بَشَرٌ مِّثْلُكُمْ kul innemâ ene beşerün mislüküm" diyor. yani abdiyyet-i Muhammediyyeyi bir terâzinin bir gözüne koysalar, diğer insanların da abdiyyetini terâzinin bir gözüne koysalar, Peygamber'in abdiyyeti ağır gelecekdir. Sallallahu aleyhi vesellem. 
Geçiyoruz, bu kadar. Benim söylememle değil, meddâhı Allah.
Seni medh eylemek ister bu gönlüm yâ Resûlallah
Senin meddâhın Allah'dır benim medha gücüm yetmez
Kerîmsin yâ Resûlallah kerem ancak sana lâyık
Günâhım perde olmuşdur visâline elim ermez

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön