12 Aralık 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
"Cenâb-ı Hakk cümle mahlûkâtı insan için, insanı da kendisi için yaratmışdır" demişdik. Mahlûkâtın insan için yaratılmış olması demek hepsinin insanın hizmetine müheyyâ ve emrine müsahhar olması demekdir. Ne var ki, gâfil insan çoğu zaman bu gerçeğin farkında olmaz.
İnsanın hizmetine müheyyâ ve emrine müsahhar kılınan mahlûkât içinde hayvanların ayrı bir yeri vardır zîrâ insanların hayvanlardan elde ettiği menfaatler sayılamayacak kadar çokdur. Bazısının etinden, bazısının sütünden, bazısının yününden, bazısının derisinden, bazısının kuvvetinden, bazısının bekçiliğinden, bazısının avcılığından, bazısının da bambaşka bir husûsiyyetinden faydalanırız. Bazı hayvanlar ise bizim hiç akıl erdiremediğimiz faydalar sağlar, bitkilerin üremesini sağlar, tabîatın dengesini korur, dünyânın nizâmını sağlar. Sûre-i Mü'min'deki "اَللّٰهُ الَّذ۪ي جَعَلَ لَكُمُ الْاَنْعَامَ لِتَرْكَبُوا مِنْهَا وَمِنْهَا تَأْكُلُونَۘ * وَلَكُمْ ف۪يهَا مَنَافِعُ وَلِتَبْلُغُوا عَلَيْهَا حَاجَةً ف۪ي صُدُورِكُمْ وَعَلَيْهَا وَعَلَى الْفُلْكِ تُحْمَلُونَۜ * وَيُر۪يكُمْ اٰيَاتِه۪ۗ فَاَيَّ اٰيَاتِ اللّٰهِ تُنْكِرُونَ" âyet-i kerîmeleri işte bu hakîkati beyân eder.
Hayvanların pek bilinmeyen bir faydası da insanlarda bulunan bir takım huylara ayna tutmalarıdır. Nitekim yukarıda zikrettiğimiz "وَلَكُمْ ف۪يهَا مَنَافِعُ وَلِتَبْلُغُوا عَلَيْهَا حَاجَةً ف۪ي صُدُورِكُمْ" âyet-i kerîmesinde buna pek latîf bir işâret vardır. Hayvanlardaki remzleri görebilen kişi, nefsinde bulunan kötü sıfatları tıpkı bir aynada seyreder gibi görür ve nefsiyle cihâd ederek bu kötü sıfatlardan kalbini tasfiye eder, temizler.
Meselâ köpek tamah ve gadab gibi kötü sıfatları remzeder. Bu sıfatlar insanda da vardır. Önüne gelene bağıran, çağıran, herkese hırlayan, habire kavga eden, lokmasını kimseyle paylaşmayan kişi köpek sıfatlıdır. Bu kişinin nefsiyle mücâdele ederek köpeklikden kurtulması lâzımdır.
Meselâ öküz oburluğu remzeder. Durmadan yemek yiyen, midesinden başka bir şey düşünmeyen kişiler öküz tabîatlıdır. Halbuki insana yakışan, yaşamak için yemekdir, yemek için yaşamak değildir. Öküzü hakkıyla görebilen basîret sâhibi bir kimse, eğer kendisinde oburluk huyu varsa, kendisini görmüş gibi olur ve bu kötü huyundan kurtulmaya çalışır.
Her bir hayvan da, tıpkı yukarıdakiler gibi, ayrı bir sıfatı ayrı bir huyu remzeder. Meselâ deve kîndarlığı, domuz haram yemeyi, kedi nankörlüğü ve hâinliği, karınca hırsı ve tamahkârlığı, akrep ve yılan da zâlimliği gösterir.
Nefsini tezkiye etmemiş olan kişilerde bütün bu sıfatlar az ya da çok mevcuddur. Bazı kimselerde bunlardan biri çok ağır basdığı için diğerleri kolayca fark edilmeyebilir ama işinin ehli olan bir mürşid bunları görür ve mürîdini ona göre terbiye eder. Sâliklerin rüyâlarında gördükleri hayvanlar da nefsin kötü sıfatlarıyla tabir edilir.
Geç bu dünyâ cîfesinden gönlünde kelb yatmasın
Kîn tutmakdan sakın kardaş deve seni tepmesin
Cehd eyle var harâm yeme azılı hınzîrlar olur
Cîfeye muhabbet etme gönlünde kuzgun ötmesin