Çok uzak diyarlarda, yüksek dağların arkasında, derin vadilerin karanlıklarında, herkesin hayallerini süsleyen büyük bir hazîne saklı imiş. Kulakdan kulağa bir efsâne gibi yayılan bu hazînenin hikâyesini duyan bir genç, bir an önce ona ulaşıp hayâtını kurtarmak hayâli ile bir arayışa çıkmış ve sora sora en sonunda hazîneye giden yolu iyi bildiği söylenen ihtiyar bir rehbere ulaşmış. Aralarında şöyle bir konuşma geçmiş :
- Peki oraya ulaşmanın başka bir yolu yok mu? Oraya ulaşanlar olduğunu duymuşdum, demek ki gitmenin bir yolu var.
- Elbette bir yolu var. Oraya ancak benim gibi ehliyetli bir rehberin rehberliğinde gidebilirsin. Üstelik yolculuk esnâsında sana rehberlik eden zâtın talimatlarına da harfiyyen uyman gerekir.
- Peki aldatılmadığımdan nasıl emîn olacağım? Yanlış anlamayın sakın, sizi çok medh etdiler ama işinin ehli bir rehber olduğunuzu nereden bileyim?
- Endîşe etmekde çok haklısın evlâdım. Ortalıkda kendisine rehber süsü veren birçok sahtekâr var. Ancak o sahtekârları ayırd etmenin bazı yolları var. Meselâ işinin ehli olan rehberler yapdıkları işin karşılığında bir menfaat beklemezler, zevk için yaparlar bu işi. Senden bir şey bekleyenler bilesin ki sahtekârdır. İşinin ehli olan rehberlerin birçok güzel vasıfları vardır. Meselâ son derece cömert olurlar, fedâkâr olurlar, güler yüzlü ve tatlı sözlü olurlar.
- Peki iyi bir rehberle oraya zahmetsizce ulaşabilir miyim?
- Zahmetsiz rahmet olur mu hiç? Gerçi rehber işinin ehliyse, sen de onun tavsiyelerine göre hareket edersen zahmeti az olur ama yine de yol boyunca başına geleceklere hazırlıklı olmalısın. Çünkü yol uzun, yağmuru var, karı var, sıcağı var, soğuğu var, düzü var, yokuşu var. Yolun sonuna kadar sabırlı ve tahammüllü olmalısın.
- Siz hep yolculuğun zorluklarından bahsediyorsunuz halbuki duyduğuma göre güzergâh üzerinde çok güzel manzaralar, göller, akarsular, denizler, ormanlar, çiçekler, kuşlar da varmış.
- Evet haklısın, yolculuk esnâsında karşına keyif veren manzaralar da çıkacak, göreceklerinden bazen büyük zevk de alacaksın. Ama eğer zevke aldanıp da o manzaraları seyre dalarsan, hedefine aslâ ulaşamazsın. Birçokları bu yolculuk esnâsında o güzelliklere takılıp yolda kalmışlardır. Bunu da sakın ununtma evlâdım.
REMZLER
Genç : Mürid, tâlib
İhtiyar : Şeyh, mürşid-i kâmil
Ehliyetli Rehber : Gerçek Mürşid
Sahtekârlar : Sahte mürşidler
Yol-Yolculuk : Seyr u Sülûk, Tarîkat
Yol Tarifi-Harita : Tasavvufî eserler, kitâblar, düstûrlar
Yoldaki Tuzaklar ve Tehlikeler : Nefsin hîleleri, Şeytan'ın iğvâları, insan şeytanlarının desîseleri
Yoldaki güzel manzaralar : Manevi hazlar, ilâhî lutuflar ve tecellîler
Hazîne : Hakîkat
Dilerseniz bu hikâyeyi bir de bu remzlere göre okuyunuz.
Er-refîk sümme'-tarîk
Önce arkadaş sonra yol