1 Temmuz 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Size bir esrâr-ı ilâhîden bahsedeyim. Allah Celle Celâluhû Hazretleri, bir gün Azrâil aleyhisselâma demiş ki, Azrâil rûhları kabzeden melek, "Hiç bir kimsenin rûhunu aldığın vakitde, gönlün acıyarak, vicdanın sızlayarak aldın mı?" demiş. Hazret-i Azrâil aleyhisselâm demiş ki, "Yâ Rabbi, sen biliyorsun benim kalbimi, sana gizli bir şey yok" demiş. "Bir gemi batdı, gemiden kundakda bir çocuk, meme çocuğu, annesiyle beraber denize düşdüler ve annesi boğuldu, o çocuk suyun üstünde kaldı. İşte onun annesinin rûhunu kabzetdiğim vakitde, acıyarak kabzetdim rûhunu. Çünkü çocuk annesiz kaldı, denizin üstünde, meme çocuğu. Boğulsaydı iyi ama o ölmedi, kaldı orada. Ona acıdım" demiş.Cenâb-ı Hakk, "Peki" demiş, "rûhunu kabz etdiğin vakitde sevindiğin kimse oldu mu?" demiş. "Oldu Yâ Rabbi" demiş. "Dün bir adamın rûhunu kabz etdim, bir kabîle reîsiydi, öyle zâlim bir herifdi, öyle alçak, denî bir adamdı, onun rûhunu sevinerek kabz etdim" demiş. "Halk onun şerrinden kurtuldu". "Kimdi o biliyor musun?" demiş Cenâb-ı Hakk, "annesinin rûhunu kabz etdiğin vakitde acıdığın çocuk o" demiş.