4 Kasım 2015 tarihinde yayınlanmıştır.
Adamın biri bir gün Hazret-i Îsâ'nın hızla dağa doğru kaçdığını görüp sebebini merâk etdi ve arkasından seslendi, "Yâ Îsâ! Ardında kimse görmüyorum, kimden kaçıyorsun?" dedi. Hazret-i Îsâ, ona cevap vermek için durmadı ve koşmasını sürdürdü. Adam iyice merâk etmişdi, hemen Hazret-i Îsâ'nın peşine takıldı ve dedi ki, "Allah rızâsı için söyle. Senin gibi korunmuş bir insanı bu kadar korkutan şey ne olabilir, kimden kaçıyorsun?". Hazret-i Îsâ aleyhisselam, "Bir ahmakdan kaçıyorum" cevâbını verince adam daha çok şaşırdı, "Allah, Allah! Sen kutlu nefesinle körleri ve sağırları iyileştiren, ölüleri dirilten Îsâ değil misin? Çamurdan kuşlar bile senin elinde can bulup uçmuşken bir ahmakdan kaçmak da neyin nesi?" Hazret-i Îsâ buyurdu ki, "Bütün bu söylediklerin doğrudur ama iş senin bildiğin gibi değil. Okuduğum ism-i a'zam duâsı köre ve sağıra te'sîr eder, ölüyü diriltir hattâ dağa üflesem dağ bile parçalanır ama ahmağa yüz binlerce defâ okudum yine de nefesim çâre olmadı. Kuma ekilmiş tohum gibi emeğimden bir mahsûl alamadım". Adam daha da hayretle sordu, - "Peki ama bunun sebebi nedir? Niçin ahmak diğer derdliler gibi şifâya kavuşmuyor?" dedi. Hazret-i Îsâ aleyhisselam şu cevâbı verdi, "Ahmaklık Hakk'ın bir kahrıdır. Ahmak Allah'ın kahrındadır. Halbuki diğer bütün hastalıklar kahır değil bir ibtilâ ve imtihândır. Hastalara ve derdlilere acınır, ahmaklık ise düşmanın ta kendisidir. Ezelde vurulan o mühre çâre eli ulaşmaz".Hazret-i Mevlânâ bu hikâyden sonra şöyle buyuruyorlar :
Îsâ nasıl kaçdıysa, sen de ahmakdan öyle kaç! Çünkü ahmak ile sohbet, nice kanlar döker. Hava, suyu yavaş yavaş çeker alır ya, ahmak da dîninizi böyle çalar, böyle alır işte. Altına taş koymuş olan adam, sıcaklığını taşa verir, nasıl soğuk alırsa ahmak da sizdeki harâreti, aşkı, iştiyâkı çalar, size soğukluk verir. İsâ'nın kaçışı korkudan değildi, O zâten emîn idi. Onun kaçışı size öğretmek içindi. Zemherî rüzgarları âlemi doldursa bile, o parlayıp duran güneşe ne gam.