MuzafferOzak.com (Türkçe)

MÜNÂCÂT

Yâ Rabbi!

Ey kullarını ve mahlûkatını besleyip yetiştiren ve geliştiren Allahım.

Bizi, devlete erdirdiğin ve vuslatına eriştirmek üzere yetiştirdiğin kullarını besleyip yetiştirdiğin nûr ile besle, o nûr ile yetiştirip geliştir, ahırlarda beslenen öküzler ve koyunlar gibi ya da eti ve postu için beslenen hayvanlar gibi besleme, onlar gibi yetiştirme zîrâ sen düşmanlarını öyle yetiştirirsin.

Bizi, rûhumuzu göklere yükseltecek ilim ve hikmet gıdâlarıyla besle, hayvanlar gibi şehvet yemleriyle değil.

Oyunbaz felek, tıpkı geceleyin oynayanlar gibi, şu yıldızların ardından gezegen oyuncular çıkarmakda ve oyunlar oynatmakda, biz de bu hengâmeye dalıp, bu oyunu seyretmekdeyiz. Ömür gecemiz de böylece sona ulaşmakda ve ölüm sabâhı gelip çatmakda. Feleğin bu oyununun çağı geçiyor, biz ise ömür gecemizi yele veriyoruz.

Yâ Rabbi, ölüm sabâhı gelip çatmadan gönlümüzü şu oyundan soğut da bu seyr ü seyrândan vazgeçelim de geceleyin yol alanlardan geri kalmayalım ve sabâh olup tanyeri ağarınca senin rızâ yurduna ulaşalım.

Yâ Rabbi, senin âb-ı hâyatı müjdeleyen nidân, cânların kulağına erişince hepsi birden yollara düşmüşlerdi. Âb-ı hayâta susamışlar upuzun bir çölde yol alırlarken önlerine şu âlem çıkıvermişdi de hepsi bu âleme üşüşmüşdü.

Rehberler, o suyu bilip tanıyanlar, "Bu su, âb-ı hayâta benzer ama o değildir, âb-ı hayât ilerdedir, geçin buradan, yürüyün gidin, o öyle bir sudur ki ondan içen aslâ ölmez, onunla yeşeren ağaç aslâ sararıp solmaz, o suyla gülen gül aslâ dökülmez, bu gördüğünüz ise hayât suyu değil, ölüm suyudur. Kim bu fânî hayât suyundan daha fazla içerse, o herkesden daha çabuk ölür. Görmez misin ki sultânların, pâdişahların ömürleri kullardan daha azdır. Hangi ağacın dalı bu sudan fazla içerse o dal daha tez sararıp solar. İşte bak da gör, gül, bu sudan içdi, bu suya kandı ve ter ü tâze bir halde gülümsemeye koyuldu, her çiçekden daha artık, bahçedeki gelinlerden daha güleç bir hâle geldi ama hepsinden önce de sararıp dökülüyor" diye bağırıyorlar.

Bağırıyorlar ama bu ses, pek az kişinin kulağına değdi, pek az kişi bu öğüdü duydu, pek az kişi adam olabildi de, bu bulanık kapkara suyu, adam olmayanlara bırakdı.

Mevlâm! Sultânım!

Bizi de o az kişilerden eyle ve bizi bu bulanık sudan kurtar, kurtar da öbürleri gibi karnı, yüzü şişmiş bir halde, bu suyun başında ölmeyelim ve âb-ı hâyatı aramakdan mahrûm kalmayalım.

Âmîn

Hazret-i Mevlânâ Celâleddîn Rûmî
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî

Hazret-i Mevlânâ'dan Münâcât-ı Âb-ı Hayât