Hazret-i Mevlânâ'nın Cömertliği

14 Haziran 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

Sehavet
Evliyaullahın alâmet-i fârikalarından biri de son derece cömert olmalarıdır. Cömert olmayan hiç bir velî yokdur. Zîrâ cûd ve kerem Allah'ın sıfatlarındandır. Cenâb-ı Hakk, öyle Cevvâd'dır, öyle Kerîm'dir ki, kendisine ısyân eden kullarına bile sayısız ihsânlarda bulunur.

Evliyâullah, son derece cömert oldukları gibi, yaptıkları ihsânı ve ikrâmı da tekellüfsüz ve çabucak yaparlar. O sırada ellerinde ne varsa, o anda mümkün olan ne ise, onu hemen ikrâm etmeye bakarlar, muhtâcı hiç bekletmezler. İşte size bir misâl. Kırk yıl boyunca Hazret-i Mevlânâ'nın hizmetinde bulunmuş olan Feridun bin Ahmed Sipehsalâr, meşhûr menâkıbında diyor ki :
Fakîrlerden herhangi bir topluluk ya da bir ferd Hazret-i Mevlânâ'ya gelip bir şey istediklerinde, bazen sırtındaki ferâcesini hatta gömleğini bile çıkarıp verirdi. Üstelik fukarâyı bekletmeden bunları hemen çıkarıp verebilmek için de, ferâcesinin ve gömleğinin önü hep açık olurdu.
"Ferâce ve gömlek de bir sadakadır ama fukarâya asıl para lâzım" diye bir düşünce aklınıza gelebilir. O devrin ileri gelenleri, Hazret-i Mevlânâ'nın üstünden çıkdı diye, o ferâce ve gömleklere yüklü paralar verirlermiş. O yüzden Hazret'in gömleğini ya da ferâcesini alan fukarâ, hemen bunları yüklü bir meblağ karşılığında elden çıkarır, eline geçen parayla da bütün ihtiyaçlarını giderir, düğün bayram edermiş.

Yine Hazret-i Mevlânâ'ya birisi gelmiş, "Allah için Peygamber için" diyerek yardım istemiş. Hazret, hiç tereddüd etmeden para kesesini çıkarıp olduğu gibi vermiş. Etrâfındakiler, "Aman efendim, bu adam sizi kandırmak için böyle diyor, bu adam, Allah'a Peygamber'e inanmaz" demişler. Hazret-i Mevlânâ, "Biliyorum, ben ona keseyi yalandan da olsa Allah ve Peygamber için istedi diye verdim, eğer samîmî olarak söylese Allah için Peygamber için canımı da verirdim, para pul ne ki" demiş.


Cüd bimâ tecüd.
Mevcûd ne ise ondan ihsân et.
Listeye geri dön