27 Şubat 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Mûsâ aleyhisselâm göz ağrısına tutulmuş. Gözleri o kadar çok ağrıyor, o kadar çok zahmet veriyormuş ki, feryâd ederek Tûr'a çıkmış. Hazret-i Mûsâ yolda giderken etrafdaki otlar kendisine nidâ etmişler, "Yâ Mûsâ! Bizi topla ve gözüne sür ki gözün iyi olsun" demişler. Mûsâ Peygamber, onlara dönüp bakmamış hiç ve doğru Tûr'a çıkıp münâcâta başlamış. Cenâb-ı Hakk'a şöyle niyâz etmiş, "Allahım! Gözümün ağrısından tâkâtim kesildi, perîşân oldum. Senin "وَاِذَا مَرِضْتُ فَهُوَ يَشْف۪ينِۖ ve izâ mariztü fe hüve yeşfîn hastalandığımda bana şifâ veren O'dur" âyetini kendime devâ ve şifâ ediniyorum. Buraya gelirken bazı bitkiler bana şifâ verici hâssalarını bildirdiler ama ben onlara kulak asmadım, senin buyruğunu dinlemeye geldim" demiş.
Hakk Teâlâ buyurmuş ki, "Yâ Mûsâ! Gözünün şifâsını istiyorsan onları dinle, çünkü ben her derd için bir devâ, her maraz için bir şifâ halk etmişimdir". Mûsâ Peygamber, Tûr'dan dönerken, kendisine nidâ eden bitkileri alıp onları gözüne sürmeye başlamış. Fakat gözleri eskisinden daha beter olmuş. O acıyla feryâd ederek Cenâb-ı Hakk'a ilticâ edince, Hakk tarafından kendisine şu hitâb gelmiş, "Yâ Mûsâ! Sen benim ne dediğimi anlamadın. Ben sana o bitkileri yüzüne sürerek hiç zahmet çekmeden şifâ bulursun demedim. Ben sana hekimlere, eczâcılara git, onların o bitkilerden elde ettikleri eczâları satın al ve sürme yapdıkdan sonra gözüne sür dedim. Şifâyı ancak böyle elde edersin" buyurmuş. Hazret-i Mûsâ Cenâb-ı Hakk'ın emretdiği gibi yapınca gözleri şifâya kavuşmuş.Bu kıssada nice hikmetler var, bazılarını zikredelim :