Hazret-i Üftâde'nin Tarîk-i Celvetiyye ve Tarîk-i Halvetiyye Hakkındaki Beyânâtı

11 Kasım 2018 tarihinde yayınlanmıştır.

Seyr-i Süluk
Tarîk-i Celvetiyyenin pîri Muhammed Muhyiddîn Üftâde Kuddise Sırruh Hazretlerinin Tarîk-i Celvetiyye ve Tarîk-i Halvetiyye hakkındaki beyânâtıdır. Bu manzûmeler de bir önceki yazımızdaki Ecvibe-i Mutasavvıfâne risâlesi gibi Bayezid Kütüphânesindeki Veliyyüddîn Efendi Yazmaları arasındaki 1793/10 numaralı mecmuadan alınmışdır.

DER-BEYÂN-I TARÎKAT-İ CELVETİYYE

Tarîk-i celvetin ibtidâsı 
Arınmakdır tabî'atı esâsı

Şerî'atle tabî'at olsa tathîr
Şerî'at nûru olur ana zâhir

Kesilir anın meyli mâsivâdan
Te'alluk kesilir biraz aradan

Olur meyli anın a'mâl-i hayra
Açılır sun'u Hakk'ın zerre zerre

Tarîkate irişir yolu anın
Açılır yolu ana nefs-i şûmun

Tarîkatle eder ol nefsini pâk
Giderir kibrini ider anı hâk

Arıtır cümle çirkin huylarını
Bilir ehl-i sülûkün yollarını

Giderir emmârelikden nefs-i bed-hûy
Sıfat olur ana cümle iyi huy

Olur râdıyye ve merdıyye adı
Kabûl ider anı Allah hâdî

İrişir âlem-i rûha sülûkü
Ki ma'rifet olur anın fütûhu

İrer cânı anın âb-ı hayâte
Belâdan kurtulur irer sebâte

Görür cümle me'ânînin bihârın
Bulur 'âriflerin nûrdan sarâyın

Görünür gözüne bir nûr-i a'zam
Ki oldur Hakk katında nûr-i ekrem

Konulmuşdur vücûd-i enbiyâda
Görünür hak gözüyle evliyâda

O nûr ile bulunur cümle maksûd
Delîl itdi anı zâtına Ma'bûd

Ki tevhîd nûrudur ol nûr-i ekber
Olur 'ârifler ol nûr ile ekmel


DER-BEYÂN-I TARÎKAT-İ HALVETİYYE

Tarîk-i halvetînin ibtidâsı
Ki tevhîddir anın muhkem esâsı

İde tevhîdi erince kemâle
Süre dâim anı ire cemâle

Dala bahrine sonra ism-i zâtın
Bula lezzâtını anda sıfâtın

Hüviyyetle çağıra gece gündüz
İrişince Hakk'ın ismine düpdüz

İrişe vâsıl ola çün ki Hakk'a
Delîl ola her eşyâ ana Hakk'a

Açıla nûr-i ef'âlin tamâmı
Gönülden gide gafletin gamâmı

Mezâhirde göre Hakk'ın kemâlin
Merâyâda göre rûşen cemâlin

Cemî' mahlûk ola ana râgıb
Eğer sâdık olursa anda tâlib

Yetişe cezbesi cümle cihâna
İrişir cümle gördüğü 'ıyâna

Nihâyete erişdi seyr-i emlâk
Eğer yerler dürür hem dahî eflâk

Melekûtdur buradan öte seyrân
Bura seyrinde sâlik cümle hayrân

Ki cân gözü görür ancak bu seyri
Gözünden mahvolur dostdan gayrı

Erince çalışa tevhîd-i zâta
Ki mahvolup vârını vire zâta

Vücûdunda anın kalmaya varlık
İre vasla ana kalmaya darlık

İlâhî sen bu Üftâde kulunu
Delîl olup ana göster yolunu

Vücûdundan anı yâ Rab geçirgil
İrişdir vasla kevserden içirgil
Listeye geri dön