Hep O'nun Dediği Oluyor

9 Şubat 2025 tarihinde yayınlanmıştır.

Rububiyyet
Bektâşiye sormuşlar, "Baba erenler, Allah ile aran nasıl?" demişler. "Nasıl olsun, hep O'nun dediği oluyor" demiş.

Bu kısacık latîfede nice dersler var. 

Ne olacakdı ya, kulun dediğimi mi olacakdı? Mâdem ki hâkim-i mutlak O'dur, kâdir-i mutlak O'dur, dilediğini yapar ve dilediği gibi yapar Allah. Zâten ulûhiyyetinin ve rubûbiyyetinin îcâbıdır bu. Ne yapacağını, nasıl yapacağını bize mi soracak Allah! Onun için, "Allah Allahlığını kimseye vermez" derler.

Derd çeken bu hakîkati bilmediği için çeker. Üzülen, endîşe eden, huzursuz olan da, bu hakîkati idrâk edemediği için üzülür, endîşe eder, huzursuz olur. Cenâb-ı Hakk'ın fâil-i muhtâr olduğunu bilse, O'nun irâdesinin her şeyin üstünde olduğunu bilse, ne gam çeker insan, ne endîşe eder, ne huzursuz olur ne de şikâyet eder. 

Dikkat ederseniz, Bektâşinin cevâbındaki serzeniş, hep duyduğumuz serzenişdir. Zîrâ kulun aklı kıtdır, kendisi için neyin hayırlı olduğunu bilmez, olmayacak şeyler ister Allah'dan. Kimisi tıpkı küçük bir çocuğun ebeveyninden zararlı atıştırmalıklar istemesi gibi, yâhud sebze meyve yemeyip, devamlı hamburgerle patates kızartması yemek istemesi gibi isteklerdir bunlar. Çocuk bilse ki, ebeveyni onun iyiliği için bazı yasaklar koymakda, onun bazı isteklerine mâni olmakda, o zaman hiç şikâyet etmez. Aynen bunun gibi, kul bilse ki, kendi istekleri kendisi için hayırlı değil, onları istemez yâhud Allah vermedi diye şikâyet etmez. 

Kimisi de muhâl taleblerde bulunur Allah'dan. Meselâ sevdiği birisi ölmek üzeredir, bir mucize olsun ölmesin ister. Halbuki ölüm mukadderdir, gâyet tabiidir. Hattâ ölümde rahmet vardır. İnsan çok uzun yaşasa, bir felâket olur onun için. Kendisi hakkında da muhâl isteklerde bulunanlar çokdur. Meselâ okumadan âlim, çalışmadan zengin olmak isteyenler çokdur. Halbuki Cenâb-ı Hakk'ın bir nizâmı vardır, âdeti vardır, her şeyi sebeblere bağlamışdır Allah. Bunda da büyük hikmetler vardır. Bütün iş, o hikmetleri kavramak ve dâimâ onlara göre hareket etmek, irâdemizi Hakk'ın murâdına uydurmakdır. Böyle olursa mesele kalmaz. Aksi takdirde, akıntıya karşı yüzen bir kimsenin durumuna düşer insan. Boşuna çabalar, boşuna yorulur.
Listeye geri dön