9 Haziran 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Cenâb-ı Hakk hadîs-i kudsîde buyurur ki, "Ey âdemoğulları! Bütün mevcûdâtı yani ne görüyorsan, ne biliyorsan, ilminin yetiştiği kadar, düşünebildiğin kadar, anlayabildiğin kadar, ne görüyorsan, hepsini senin için halk ettim, seni de kendim için halk ettim". Onun için, senin vazîfen, Hakk için halk olunduğundan dolayı, Allah'a abdiyyetdir, kullukdur. Allah'ın emirlerine imtisâl, nehiylerinden ictinâb etmekdir. Yani Allah'ın emirlerini tutmak, nehiylerinden kaçmakdır. Allah'ın yap dediğini yapacaksın, yapma dediğini yapmayacaksın.
"Efendim, ben istediğimi yaparım". İstediğini yapabilirsin, bu âlemde sana bu müsâade edilmişdir. Tamâmen hepsini yapamazsın, her istediğini yapamazsın ya. Çünkü herkesin başında bir manevî yular vardır. Biraz kaba tabir ama anlatmak için böyle söylemek lâzım gelecek. Allahu Teâlâ diyor ki, "مَا مِنْ دَٓابَّةٍ اِلَّا هُوَ اٰخِذٌ بِنَاصِيَتِهَاۜ mâ min dâbbetin illâ hüve âhizün bi nâsiyetihâ", bütün mahlûkâtın nâsiyesinden biz tutduk diyor. Boynumuza birer yular geçirmişler, o yuların mikdârını sen bilmezsin. Ne vakit başına bir şey gelirse, oraya kadar sana müsâade ederler yani oradan ileri gidemezsin. Kiminin ipi uzun, kiminin ipi kısadır. Bu manevî bir ipdir. Yani Hakk her kulun âhizesinden yani perçeminden tutmuşdur, kiminin ipini uzun bırakmış, kiminin kısa bırakmışdır. Yoksa burada yapılan her amelin, ister iyilik, ister kemlik, her amelin, muhakkak yevm-i cezâda hesâbı ve mükâfâtı yâhud cezâsı vardır. Kurtuluş yokdur.