24 Ocak 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
NA'T-I ŞERÎF
ve
ÎZÂHI
Her kim eyler cennet-i dîdâr-ı Hakk'ı iltimâs
Ol makâm-ı pâk-i müstesnâya 'aşkındır esâs
Cennete girip Hakk'ın cemâlini görmek isteyenler için lâzım olan Resûl-i Kibriyâ'ya muhabbetdir. Bu müstesnâ makâma ulaşabilmek yani rü'yetullah nimetine erişebilmek, ancak Habîb-i Ekrem'i her şeyinden ziyâde severek îmânını kemâle erdirebilmekle mümkündür.
Nass-ı kâtı'la tufeylindir şehâ cinn ü melek
Şâh-ı 'âlemsin efendim pâdişâh-ı cümle nâs
Gerek insanlar, gerek cinniler, gerek melekler cümlesi Resûl-i Ekrem'in hürmetine yaratılmışdır. Cümle mahlûkâta taksîm olunan rahmet, bereket ve feyz-i ilâhî hep Muhammed aleyhisselâmın hürmetinedir.
Yâ Resûlallah billah na't-ı pâkinden garaz
Bir muhabbetdir ve illâ mâ kücâ medh ü sipâs
Böyle na'tlar yazarak, okuyarak, Resûlullah'ın medh ü senâsını yapmakdan maksad da O'nun muhabbetini celb etmekdir. Yoksa O'nu medhetmek kimin haddine!
Âteş-i 'aşkınla yanup mahv olan pervâneler
Merd-i bî-pervâ olup etmez cehennemden hirâs
Resûlullah'ın aşkı ile yanıp tutuşan ve o aşk ateşinde pervâneler gibi kül olup mahvolanlar için cehennem korkusu yokdur. Allah bir kulunu iki defa yakmaz. Muhammed Mustafâ aşkı ile yananlar, Resûlullah'ın sancağı altında haşrolacaklar ve cehennemden âzâd olacaklardır.
"Men reânî" hüsnüne Müştâk olan 'ilme'l-yakîn
Mîm-i Ahmed revzeninden seyr edüp etsin kıyâs
Müştak Baba "Men reânî" lafzı ile "Men reânî fe kad rael Hakk/Beni gören muhakkak ki Hakk'ı görmüşdür" hadîs-i şerîfine işâret ediyor. Bu hadîs-i şerîf, Resûl-i Kibiryâ'nın mir'ât-ı Hakk olduğunu beyân eder. Zîrâ Resûl-i Ekrem Efendimiz mazhar-ı zâtdır. Cenâb-ı Hakk'ın cümle esmâsı ve sıfâtı O'ndan zuhûra gelmişdir. Bu zuhûrun bir işâreti de, Resûlullah'ın "ﺍﺣﻤﺪ Ahmed" ism-i şerîfindedir. Zîrâ Cenâb-ı Hakk'ın zât-ı ehadiyyetine işâret eden "ﺍﺣﺪ Ehad" ism-i şerîfi ile Efendimizin "ﺍﺣﻤﺪ Ahmed" ism-i şerîfi arasındaki tek fark ortadaki "ﻡ mîm" harfidir. "ﻡ Mîm" harfi, Muhammed aleyhisselâmın remzidir. Dikkat ederseniz "ﻡ mîm" harfinin ortası açıkdır, göz şeklindedir. Müştâk Baba bu açıklığı bir pencereye teşbih ederek, "Allah, Muhammed aleyhisselâm penceresinden görülür" demek istiyor ve nutkun başıyla sonunu enfes bir sûretde birbirine bağlıyor. Nutkuna "Cemâlullahın müşâhedesi ancak aşk-ı Habîb-i Kibriyâ'ya ile mümkündür" diye başlaması bunu gösterir.
Efendimiz aleyhisselâm diğer bir hadîs-i şerîflerinde de "Men raanî fil menâmi fe se yerâni fil yakaza / Beni rüyasında gören muhakkak ki beni uyanık iken de görecekdir" buyurmuşdur. Bu hadîs-i şerîfin ma'nâlarından biri de şudur ki, bir rüyâ âlemi olan bu dünyâda O'na rabt-ı kalb ederek yaşayan, O'nun izinden ayrılmayan, âdetâ O'nu görüyor gibi yaşayanlar uyanıklık âlemi olan âhiretde O'nu yakînen görecek ve O'nun sohbetiyle müşerref olacak, iltifâtına nâil olacak ve ebedî saadet erecekdir. Bu dünyâda Resûlullah'a müştâk olarak yaşayanlar yani O'na âşık olup O'na kavuşma hasreti çekenler, âhiretde elbette O'na kavuşacaklar ve O'nu temâşâ edeceklerdir. Bu temâşa, "mîm" penceresinden olacakdır. Bu pencere "ﻣﺸﺘﻖّ Müştâk"ın "mîm"idir yani O'na olan aşkdır.
Müştâk Baba
Kuddise Sırruh