Her Şeyin Hayırlısını İste Allah'dan

7 Mayıs 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :

Kötülük isteme. Allah'ın râzı olmadığı şeyleri isteme. Ve hakkında hayırlı olanı iste. Evlâd da istesen hayırlısını iste, mal da istesen hayırlısını iste, rütbe de istesen hayırlısını iste Allah'dan. 

Üç peygamber geliyordu, Benî İsrâil zamânında, iyi dinle, kulağında bulunsun, bir mahlûkun kemiklerini gördüler, gâyetle cesîm bir mahlûkun kemiklerini. Çürümüş. Merâk etdiler, dediler ki, "Cenâb-ı Hakk'dan ricâ edelim, niyâz edelim, duâ edelim, şu hayvanı diriltsin de görelim" dediler. Birisi duâ etdi, "Yâ Rabbi kemiklerini birbirine yapışdır" dedi. Duâ müstecâb oldu, kemikler birbirne yapışdı. Biri de "Yâ Rabbi, tüylerini ve etlerini ve sinirlerini yapıştır bunun" dedi. Duâ müstecâb oldu, hayvan meydana geldi. Üçüncü peygamber ellerini kaldırdı, "Yâ Rabbi , hakkımızda hayırlıysa bunu dirilt, hayırlı değilse diriltme" dedi. Ve derhal o mahlûk dağıldı. Sonra Cenâb-ı Hakk vahy etdi ki, "Eğer hayır kelimesini koymasaydınız diriltecekdim, sizi yiyecekdi o mahlûk" dedi. 

Onun için ne iş yaparsan yap, hep Allah'dan hayırlısını iste. Kız evlâdın olsun, hayırlısı olsun. Erkek evlâdın olsun, hayırlısı olsun. Malın olsun, hayırlısı. Züğürt ol gene hayırlı züğürt ol. Onu temennî eyle. Çünkü hayırlı fakîr olmazsan hırsızlık yaparsın, uğursuzluk yaparsın, arsızlık yaparsın, yüzsüzlük yaparsın, başın belâdan kurtulmaz. Hayırlısı olursa fakîrliğin, sabr-ı cemîlle sabredersin, Resûlullah'la beraber cennete girersin. 

Efendi Hazretleri buyurdular ki :

Nefs bir şey istedi, o nefs istediği şeyin kendi hakkında hayır olup olmadığını bilmez. İster. İsteyince Cenâb-ı Hakk verir ona. Verdiği vakitde eğer hayır değilse başına musîbeti alır. Onun için duâlarda "Yâ Rabbi, hayırlıysa bana bu nefsimin istediğini ver" demek lâzım. Bazen ne oluryor, istiyoruz, nefsimiz arzu ediyor, istiyoruz ama başımıza belâyı duâ ile satın alıyoruz. Onun için şart koşmak lâzım, "Yâ Rabbi istediğim şey hayırlıysa bana ver, hayırsızsa verme. Ben bilmiyorum, sen biliyorsun" demek lâzım.

Meselâ bir adam çocuğu olmamış duâ ediyor Cenâb-ı Hakk'a, "Yâ Rabbi bana bir evlâd ver, nasıl olursa olsun". Dünyâya çocuk geldi, başına belâ oldu. Sevindi hem de doğduğu vakitde, "Duâm kabûl oldu, çocuk dünyâya geldi, oh ne güzel" diye. Ama istikbalde zehir oldu hayatı başdan aşağı. Onun için duâlarda nefsin arzusunu istediği vakitde, dünyevî olsun uhrevî olsun, dâimâ "Yâ Rabbi hayırlsını bana ihsân et demesi lâzım. Böyle duâ etdi, çocuk a'mâ geldi, gözleri görmüyor. Onun hakkında o hayırlıdır, a'mâ olması. Yüz bin esrârı vardır o a'mâ gelmesinde. Hayır kaydını koyduğu vakitde, istediği nasıl gelirse gelsin, onun hakkında hayırlıdır o. Nefse belki ağır gelir, çirkin gelir ama onun hakkında hayırlıdır o. O bilemez onu, Allah bilir onu. Çünkü eğer gözü görseydi, belki babasını dövecekdi, belki evden eşyâ çalacakdı, babasının sakladığı şeyleri alıp götürecekdi filan. Belki eşkiyâ olacakdı. Demek ki a'mâ olması hayır oldu. Misâl olarak söylüyorum bunu. Yoksa Allah'ın şânından değil, kul hayırlısını istesin de a'mâ versin ama böyle de verse gene onun hakkında hayırlı olur yani, onu demek istedim.

www.muzafferozak.com
Listeye geri dön