15 Ağustos 2016 tarihinde yayınlanmıştır.
Horasan'da yeni doğmuş bir çocuk gördüm. Bir yanağında "Lâilâheillallah" ve diğer yanağında da "Muhammed Resûlullah" yazılı idi...Kâdı Iyaz rahimehullah ŞİFÂ isimli kitabında Ali bin Abdullah el-Hâşimî er-Rıkkî'ye atfen rivâyet ediyor. Hz. Abdullah el-Hâşimî buyurmuşlardır ki :
Hindistan'da bir köye vardım. Büyük bir siyah gül gördüm. Gülün kokusu gayet güzeldi ve yaprağının üzerinde beyaz bir hat ile "Lâilâheillallah Muhammed Resûlullah" ve Ebû Bekr Sıddîk, Ömer el-Fârûk yazılı olduğunu gördüm. Gülün üstündeki yazıların özel bir eczâ ile yazılıp yazılmadığını çok merak ettiğim için, henüz açılmamış bir goncayı gül fidanından kopararak, bir bardağa koydum ve açılıncaya kadar sakladım. Gonca açılınca, aynı yazıların aynen onda da yazılı bulunduğunu hayretle gördüm ve anladım ki, bu yazı "kudretullah" ile yazılmışdı. Asıl şaşılacak olan şey, bu gül fidanını gördüğüm köy halkı müslüman ve Muhammedî değillerdi ve "ma'bûd-i hakîkî"yi bırakarak ateşe tapıyorlardı...Ne gaflet!..
Hindistan'ın Temiyle şehrine vardım ve orada bazı büyük ağaçlar dikkatimi çekti. Cevize benzeyen meyveleri bulunuyordu. İki kat kabukları olan bu meyvelerin kabukları ayıklanınca, meyvenin içinden kat kat bükülmüş yeşil yapraklar çıkıyordu. O yapraklarda, kırmızı renkli ve gayet güzel bir yazı ile Lâilâheillallah Muhammed Resûlullah" yazılı olduğunu hayret ve dehşetle gördüm. Hind halkı, bu ağaçlara hürmet ve ta'zîm ediyorlar ve hastaları olunca bu yaprakları kaynatıp suyunu içiriyorlardı. Bir çoğundan dinlediğime göre, Allah'ın izniyle, bu yaprakların suyunu içenler de derhal şifâ buluyorlardı. Yağmur duasına çıkarlarken de yanlarına buyapraklardan alıyorlar ve onunla duâ ediyorlardı. Duâları indallah müstecâb oluyor ve derhal yağmur yağarak, âleme rahmet oluyordu...İbn-i Tagîr'den rivâyet olunmuşdur ki :
Bahr-i ummânda bir adaya vardık. Orada gayet büyük ağaçlar gördük. Yapraklarının kokuları gayet güzeldi ve her birinin üzerinde kırmızı ve beyaz renkli, çok açık ve okunaklı bir yazı ile yazılmış üç satırlık bir yazı vardı. Birinci satırında "Lâilâheillallah", ikinci satırında "Muhammed Resûlullah" ve üçüncü satırında da "inne'd-dîne indallâhi'l-islâm" yazılı idi...
Birgün denize attığı ağdan çıkan balıkları ayırırken bir balığın bir tarafında "Lâilâheillallah" diğer tarafında "Muhammed Resûlullah" yazılı olduğunu görmüş ve ta'zîmen o balığı tekrar denize atmış...Son olarak Efendi Hazretleri bizzat kendisinin şâhid olduğu bir hâdiseyi şöyle anlatıyor :
Bir iş için Emniyet Müdürlüğüne çağırılmışdım. Her iki tarafında da yazılar olan bir palamut balığı getirdiler. Orada bu yazıları tam olarak okuyabilen olmadığı için fakîr'den yardım istediler...Balığın sağ tarafında "Lâilâheillallah ve sol tarafında da "Muhammed Resûlullah" yazılı idi. Balığı tutan balıkçı da, oradaki görevli polisler de hayretler içinde kaldılar...Bu hâdiseye şâhid olanlardan bazıları hâlâ hayattadır...