26 Aralık 2016 tarihinde yayınlanmıştır.
GAZEL
Her zaman bir Vâmık u 'Azrâ olur 'âlem bu ya
Nev-be-nev efsâneler peydâ olur 'âlem bu ya
Kabz u bastı kıl tefekkür 'âleminde ol gönül
Fasl-ı sermânın sonu germâ olur 'âlem bu ya
Görme ahkar kimseyi cânâ kader mechûldür
Hakk'ın ednâ bir kulu a'lâ olur 'âlem bu ya
Zevk-i vasla telhkâm-ı hicr irer encâm-ı kâr
Sabr ile 'âşık koruk helvâ olur 'âlem bu ya
Geç geçenden eyleme müstakbeli yâhû hayâl
Bak neler olmuş neler hâlâ olur 'âlem bu ya
Al civânlık 'âleminde âhımı ey bî-vefâ
Vakti ile bâşına sevdâ olur âlem bu ya
Keşf-i mir'ât-ı serâir eyleme ahbâba da
Belki bir sûret ile a'dâ olur 'âlem bu ya
Âb-ı rûyin dökme her nahl-i pelîdin pâyine
Meyve-i matlab yâ olmaz yâ olur 'âlem bu ya
Sorma sâkî mâcerâ-yı 'âlem-i âbı bana
Katresin nakl eylesem deryâ olur 'âlem bu ya
Kaçma tâbûr-i muhabbetden yerinde râhat ol
Zevkine bak sulh olur gavgâ olur âlem bu ya
Hâk-i Mevlanâ’yı Safvet sürme-yi çeşm eyleyen
On sekiz bin âlemi bînâ olur âlem bu ya
Mustafa Safvet el-Mevlevî
LUGATÇE ve AÇIKLAMALAR
Nev-be-nev : Yeni yeni
Peydâ olmak : Ortaya çıkmak
Kabz u bast : Bolluk ve darlık, meşakkat ve ferahlık
Fasl-ı sermâ : Kış mevsimi
Germâ : Yaz
Ahkar görmek : Hor, hakîr görmek
Ednâ : Zayıf, hakîr, rütbe ve makâm bakımında aşağıdaki
Mevlâ : Efendi
Zevk-i vasl : Vuslat zevki
Telhkâm-ı hicr : Ayrılık acısı
Encâm-ı kâr : İşin sonunda, en nihâyet
Keşf-i mir'ât-ı serâir : Sırlarını açmak
Ahbâb : Dostlar
A'dâ : Düşmanlar
Âb-ı rûy dökmek : Yüz suyu dökmek, ricâcı olmak, yalvarmak
Nahl-i pelîd : Yüksek mvkide bulunan alçak kimse anlamındadır
Pây : Ayak
Meyve-i matlab : Arzu edilen şey demekdir
Bînâ : Görür
Hâk-i Mevlânâ'yı sürme-i çeşm eylemek demek Hazret-i Mevlânâ'ya muhabbet ve sıdk ile bağlanmak demekdir. Hazret-i Mevlânâ'ya bu şekilde bağlananların kalb gözleri açılır ve âlemdeki bütün hakâiki müşâhede ederler.
NAĞME-İ AŞK