29 Haziran 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Dînlenen kimse dinlenir, dînlenmeyen dinlenemez yani dîn sâhibi olan dinlenir, Allah'lı gönül safâya erer, ne kadar cefâ görse dahi. Bu âlem mü'minler için bir sicndir yani hapishânedir. Ne kadar zengin olsa, kafdan kafa hükmetse gene mü'min için bir hapishânedir. Hürriyet, saâdet, mü'min için âhiret âlemidir. Ama dünyâsız âhiret olmaz. Dünyâ âhiretin tarlasıdır. Miftâh-ı cennet buradan satın alınır. Estağfirullah, biraz kabaca oldu ama, satın almak kelimesiyle, miftâh-ı cennete burdan sâhib olunur, cehennemin derekâtına da gene burdan sâhib olunur. Ne cehennemde ateş, ne cennetde nimet vardır, burdan onlara sâhib olacaksın.
Behlûl-i Dânâ hızlı hızlı geliyormuş, Behlûl-i Dânâ. Dânâ kelimesi Farsçada âlim, ârif ma'nâsınadır. Geliyormuş, Hârûn'la karşılaşmışlar, Hârûn-i Reşîd ile, Abbâsîlerin en kudretli hükümdârı.
Hârûn sordu Behlûl'e, "nerden geliyorsun?". "Yâ Behlûl nerden geliyorsun?" demiş, "Cehennemden" demiş. "Niye gitdin cehenneme?", "Ateş almaya gitdim" demiş Behlûl-i Dânâ. "Fakat maalesef bulamadım" demiş. Demiş ki Hârûn-i Reşîd, "Cehennem ateşle memlûdur. Nasıl olur bu?". "Ben de öyle zannediyordum, gitdim oraya, Mâlik'e sordum", Mâlik, cehennemim mesûl müdürü, Allah tarafından tayîn olunmuş, "Ateş istedim, Mâlik bana dedi ki, 'Burada ateş bulunmaz' dedi. 'Canım cehennem ateşle dolu değil mi?'. 'Hayır, herkes ateşini dünyâdan buraya getirir' dedi.
Anla, düşün, tefekkür et! Boşuna kafa dolaştırmayacağız. Tefekkür et, düşün, bak ne konuşuyorum. Herkes ateşini burdan getirir nâra, cehenneme. Bir yumurta çalan, aynı ateşe girerse, beş milyon çalan da aynı ateşe girerse, o vakit adâlet-i ilâhî nerde kalır? Bir yumurta çalan bir yumurta ateşiyle yanar, beş milyon çalan da beş milyonluk ateşle yanar.
Günâhın küçüğü büyüğü olmaz. Günâh-ı segâir, günâh-ı kebâir, o, cezâdadır, o. Allah'a isyân, isyândır. Allah'a günâh, günâhdır. Küçüğü, büyüğü olmaz günâhın. Günâh, günâhdır! Cezâsı hafîfdir. Küçük günâhlara küçük cezâ, meselâ üç günlük hapis olur, büyük günâhlara üç yüz gün hapis olur. Bunun gibidir yani. Onun için, ulemâ-yı benâm hazerâtı rahimehümullah, bu günâh-ı kebâir, bu günâh-ı segâir diye ayırmışlar ama isyân, isyândır. Günâhın küçüğü büyüğü olmaz. Allah'a isyân, isyândır. Cezâ bakımından küçük günâh vardır. Küçük cezâ, büyük cezâdır o.
www.muzafferozak.com