Herkese İlim Öğretmek Doğru Değildir

17 Şubat 2022 tarihinde yayınlanmıştır.

Hikmet

Ârifler Sultânı Cenâb-ı Mevlânâ şöyle buyurmuşdur :

Bed güher râ ilm u fen âmuhten
Dâdeni tîği be desti râhzen

Yani mayası bozuk olan kişiye ilim ve fen öğretmek yol kesen eşkıyânın eline kılıç vermek gibidir.

Büyük mürşidlerden biri de şöyle buyurmuşdur :

Tıyneti bozuk birine ilim öğretmek, ebûcehil karpuzunu sulamak gibidir. Tıpkı bu bitkinin sulandıkça daha çok acı ürün vermesi gibi, tıyneti bozuk insanların da bilgisi arttıkça etrafa verdikleri zarar da artar.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Herkese ilim öğretmek doğru değildir. Zîrâ ahlâkı bozuk olan kişi, öğrendiği ilmi kötülüğe âlet eder ve binlerce hatta milyonlarca câhil adamın yapamayacağı kötülükleri tek başına yapabilir.
Bilgisini kötü yolda kullanan insanlar pek çokdur. Târihde de günümüzde de sayısız misâlleri vardır. Nâ-ehil olanların bir kısmı dünyevî ilimleri öğrenenlerdir. Bunların verdikleri zarar maddî ve dünyevî olur. Organ mafyasına hizmet eden bir doktor bunun bir misâlidir. 

Bundan çok daha beter olanı, nâ-ehil olduğu halde dînî ilimleri öğrenenlerdir. Zîrâ bunların verdikleri zararlar hem maddî hem ma'nevî olur. Maddî bir menfaat karşılığında olmayacak fetvâlar veren bir âlim bunun bir misâlidir. Böyle bir âlim hem kendisini, hem de onun uyduruk fetvâsı ile amel eden kişiyi felâkete götürmüş olur. İş bunla da kalmaz, o fetvâ yüzünden haksızlığa uğrayan kişilerin vebâli de vardır. Dînî ilimleri sûistimal edenlerin en kötüsü de, devleti idâre edenlere ve özellikle de yüksek mevkilerde bulunanlara yalan-yanlış fetvâlar verenlerdir. Zîrâ bu fetvâlarla yapılan işler bir-iki kişiye değil, milyonlarca insana zarar verir ve milyonlarca insanın vebâlini yüklenmeye sebeb olur.

Efendi Hazretleri, vaktiyle bazı idârecilerin keyfî işler için fetvâ aldıklarından bahsederlerken, şahıs isimlerini tasrîh etmeden, şu ibretlik hâdiseyi anlatmışlardı :
Vaktiyle bir pâdişâh, keyfî bir mes'ele için fetvâ almak maksadıyla zamânın en itibarlı âlimlerinden birine müracâat etmiş. O âlim, sâlih bir zât imiş ve "Ben böyle bir fetvâ veremem, Allah'dan korkarım" diyerek pâdişâhın bu keyfî talebini geri çevirmiş. Pâdişâh, fetvâyı kimden alabileceğini araştırmış ve para karşılığında böyle bir fetvâyı verebilecek âlimin kim olduğunu öğrenmiş. Hemen ona bir mikdar para vererek istediği fetvâyı almış. O devrin mükâşefe ehli olan velîler, fetvâyı veren âlimin ma'nâsına bakınca onu maymûn sûretinde görmüşler.
Efendi Hazretleri bu hâdiseyi anlatdıkdan sonra, "Herkesi okutmak doğru değildir zîra ahlâkı düzgün olmayan kişinin ilmi, nice fesadlara sebeb olur" buyurdular.

Bu gibi fesadlara hem târihden hem de günümüzden birçok misâller verilebilir. Meselâ atom bombası gibi insanlığın mahvına sebeb olabilecek kitle imhâ silahlarını yapanlar da âlimlerdir. Bir takım dünyevî çıkarlar elde etmek için organ kaçakçılığına hizmet edenler arasında da tıb ilmini gâyet iyi bilen doktorlar vardır. Yine bugünlerde sıkça duyduğumuz siber suçlar da son derece bilgili insanlar tarafından icrâ edilmekdedir.

Ey mu'allim âlet-i tezvîrdir eşrâre 'ilm
Kılma ehl-i mekre ta'lîm-i me'ârif zinhâr
Hîle için 'ilm ta'lîmin eden müfsidlere
Katl-i 'âmm içün verir cellâda tîğ-i âb-dâr
Her ne tezvîr etse ehl-i cehl ana olmaz sebât
Mekr-i ehl-i 'ilmdir asl-ı fesâd-ı rûzgâr 

www.muzafferozak.com
Listeye geri dön