24 Eylül 2017 tarihinde yayınlanmıştır.
Muhakkikîn-i kirâm hazerâtı, ilmine ve ahlâkına göre kişilerin ve milletlerin ahvâlini şöyle beyân etmişlerdir :
İlmi olup da ahlâkı olmayanlar ZÂLİM olur
Ahlâkı olup da ilmi olmayanlar MAZLÛM olur
İlmi de ahlâkı da olmayanlar SEFÎL olur
Hem ilmi hem de ahlâkı olanlar AZÎZ olur
İlim, kudret ve kuvvet sağlar. İlmiyle kuvvet sâhibi olduğu halde, ahlâkını düzeltmemiş olan kimseler, kendisinden zayıflara her türlü kötülüğü yapabilir. İlmin derecesi ne kadar yüksek, ahlâkın seviyesi ne kadar düşükse, zulmün derecesi de o kadar büyük olur.
İlim olmadan maddî kuvvet olmayacağı için, ilmi olmayanlar, güzel ahlâk sâhibi de olsalar, zâlimlerin zulmü altında ezilmeye mahkûmdur. Bu gibilerin göreceği zulmün derecesi de ilimlerinin ne kadar az olduğuna bağlıdır.
İlmi de ahlâkı da olmayanların sefâleti iki türlüdür. İlimleri olmadığı için maddeten, ahlâkları olmadığı için ma'nen sefîl olurlar. İlimleri olmadığı için rakip ve düşmanlarına karşı duramazlar, ezilirler. Güzel ahlâk sâhibi olmadıkları için, kendi aralarında hakka-hukûka riâyet etmezler ve dirlik ve düzeni sağlayamazlar. Bunların sefâletinin derecesini de ilimlerinin ve ahlâklarının seviyesi belirler.
Hem ilme hem de güzel ahlâka sâhib olanlar ise, ilimlerinin vüs'ati ve ahlâklarının güzelliği nisbetinde yücelir ve yükselirler.
Tarihden de günümüzden de bunlara sayısız misâller verilebilir.