31 Aralık 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Dinle ne resme ol Resûl bağladı beline nitâk
Tâ düze İslâm ilini şer'i ile kasr u ne tâk
Gördüler anın'çün Kureyş Ensâr ona ensâr olur
Mekrine fikr etdi anın on iki kişi ittifâk
Pes cümle Dâr-ı Nedve'de cem' oldular oturdular
Geldi Azâzil ol la'în gördü kim etmişler vifâk
Şeyh sûretinde geldi ol elde dayanup bir 'asâ
Dedi Ebû Cehl ana sen olma bizimle iltihâk
Dedi ki Necd ehlindenim şeyhim duhûru görmüşem
Bunca umûru bilmişem yokdur içimde hiç nifâk
Etdi bular pes meşveret söyledi Utbe evvelâ
Dedi kim ölmek hak-durur katlanalım ere firâk
Çün kim Muhammed fevt ola şerrinden olavuz emîn
Dedi kim İblîs öf sana fikrinde yokdur hiç revâk
Zîrâ eğer sabr idcsiz ol şarkı garbı hep tutar
Sizi ider sonra helâk eder bu işte tumturak
Dediler anda cümlesi şeyh Necdî söyledi savâb
Pes Şeybe geldi ileri dedi kim edelim yarak
Habs eyleyelim anı biz tâ kim ola ac u susuz
Kimse ana hiç varmasın sâk u mesâk u insiyâk
Dedi hatâdır bu dahi etmen bu yola insilâk
Zîrâ kim andan akrabâ itmezler aslâ infikâk
Dedi bu kez kim Âs ibni Vâil anı berk idelim
Bir deveye bâdiyede ac u susuz ola helâk
Dedi hatâdır bu dahi zîrâ Arab anı bilir
Dili fasîhdir söyler ol etmez kimesne anı çâk
Geldi Ebû Cehl ileri dedi kabâil cem' olup
İdelim ana biz hücûm bir gice cümle iştirâk
Tâ kim bilinmeye anı kim durur öldüren kişi
Sonra diyet isteseler virevüz olmaya sifâk
İblîs ayıtdı iş budur fikr-i sahîh re'y-i savâb
Zîrâ bu resme olmasa olmaz cihân andan fikâk
Çün bular etdi ittifâk Cebrâil indi dedi kim
Her kim sana kasd eyleye cânına od başına hâk
Hakk sana emr etdi ki kıl hicret Medîne şehrine
İslâm'ı zâhir eyle var eyle küfürden onu pâk
Zîrâ bu işlerde benim sırr-ı bedî'im var durur
Hem iriserdir şir'atin tâ ez-semek fevka's-simâk
Bu gice yatma mezce'a eyle dün içinde sefer
Gice büyürdü zîrâ ay eder gicede insilâk
Çün gice oldu dinle kim n'itdi o şâh-ı ber-kemâl
Damşdı sizden kim ider benimle yola intikâl
Dedi Ebû Bckr uşda ben olam refîkin yâ Resûl
Bakdı geri ashâbına dedi kim ede ihtimâl
Her kim firâşımda yata zâmin olam ben cennete
Dedi 'Ali kim ben yatam cânım fedâ bî-kıyl ü kâl
Geldi kuşatdı pes Kureyş göz tutdular çıkmasına
İblîs arada baş olup ayak uzatdı bed-fi'âl
Hakk bulara ol gecede uyku havâle eyledi
Hep uyudu İblîs dahi bilmediler kim n'oldu hâl
Çıkdı Ebû Bekr ile pes okurdu Yâsîn sûresin
Saçdı başına anların toprağı kılmadı cidâl
Çün hicret etdi ikisi İblîs uyandı uykudan
Dedi Muhammed gitdi hây etdi bize sihr ile âl
Ömrümde uyku görmedim illâ bu gice uyudum
Pes sordular kim yâ 'Ali kancaru etdi irtihâl
Çün Mekke'den çıkdı Resûl tutdu Ebu Bekr ile yol
Gâh önüne geçerdi ol gözler idi sâğ u şimâl
Gâh dolanırdı ardına gâh sağına gâh soluna
Gözler idi dört yânını tâ irmeye ana zevâl
Çün gördü anın şefkatin bu yolda ol bedr-i tamâm
Dedi nedir dedi seni halkdan iderem i'tisâm
Pes yürüdü yalın ayak parmaklarının üstüne
Gördü Ebû Bekr anı tiz götürdü boynunda kıyâm
Bir gâra geldiler kim ol dopdolu akrebdi yılan
Dedi ben evvel gireyim incitmesin seni hevâm
Girdiler anın içine bakdı delikler gördü ol
Korkdu kim incite yılan kodu ayağın ol hümâm
Sokdu ayağını yılan akdı gözünden acı yaş
Gördü Resûlullah anı dedi kim eyle ihtimâm
"Lâ tahzen innallâhe" kim bizi bilir göre durur
Yani bize fazl eyleye ede adûya intikâm
Pes bitdi emrullah ile ol yerde bir tâze ağaç
Oldu hicâb ay yüzüne sankim bürüdü bir gamâm
Geldi bu kez bir 'ankebût ağ gerdi fi'l-hâl kapuda
İki güğercinler gelüp yapdı yuva tutdu makâm
Örümcek ile ağacın orta yerinde ev düzüp
Bu resm ile Hakk sakladı halkdan onu temme'l-kelâm
Nite onu saklamaya çün rahmet etdi 'âleme
Yâ Rabbenâ ente's-selâm ente's-selâm minke's-selâm
Geldik bu yana pes Kureyş izince geldi çok civân
Bakdılar ol mağaraya sandılar olmuş urcuvân
Çıkdılar anın üstüne gördü Ebû Bekr etdi havf
Dedi sana gelse elem dîn gitdi ez kevn ü mekân
Dedi nedir zannın senin ol iki şahsa kim anın
Üçüncüsü Allah ola kim buyruğudur kün-fe-kân
Dedi ilâhî bunların gözlerini örtsün hicâb
İsterler idi dört yana göstermedi ol Müsteân
Döndü bular a'mâ olup bir şemmesin görmediler
Üç gün karâr etdi Resûl bulmadılar andan nişân
Vâr idi anda bir nice koynu Ebû Bekr'in gelüp
Sütün sağarlardı anın içer idi ol 'âlî-şân
Bir oğlu vâr idi anın kim adı 'Abdullah idi
Anda gelirdi Mekke'den eder idi hâli beyân
Çün kim haber aldı bular kim sâkin oldular Kureyş
Pes şeb-revâne ol gece yola açıldılar yayan
Geldi erişdi bir 'Arab derlerdi Âmir ona ad
Yoldaş oluban gitdiler doğru Medîne'ye 'ayân
Buldular anda bir 'Arab kim adı 'Abdullah idi
Tutdular onu ücrete yol izleye önce revân
Dedi Ebu Bekr ey Resûl şânın hemîşe yahtulu
İki deve saklamışam gel binelim ey bahtulu
Dedi behâsın vermeden almazam anı binmezem
Satdı satın aldı binüp girdi yola pes ol ulu
Cüdde'ye vardılar yakın andan tarîka girdiler
Asfan'a erdiler karîb hicretde vasl ile dolu
İrdi Surâka nâgehân gördü Ebû Bekr onu cüst
Dedi erişdi yâ Resûl uşda geri gürbüz 'adû
Dedi ki gussa yeme hiç Allah bizimle biledir
İrdi dedi kim men' ider dedi kim ol Cebbâr Hû
Pes indi fi'l-hâl Cebrâil Allah selâm ider dedi
Yeri muti' etdim sana yok bana senden sevgili
Buyurdu yâ yer tut anı tutdu atın dizine dek
Dedi Surâka el-amân kim etmeyem aslâ gulû
İtdi du'â buldu necât döndü geri etdi hücûm
Tâ yedi kez haml'eyledi verdi amân ol mâh-rû
İtdi sekizde tevbe ol dedi pes et benden dilek
Dedi budur senden dilek dönder Kureyşi sen geru
Döndü Surâka Mekke'ye dedi Kureyş'e kim bilin
Kim uşbu yola gitmemiş etmen pes ona siz gulû
Elâ ey kâsıd-ı esrâr nazar kıl geldi sırrullah
Elâ ey râsıd-ı envâr gözün aç doğdu nûrullah
Ki gâh hicrân ider yerde murâd-ı vuslat-ı Hazret
Ki gâh mi'râc ider yerden çıkup 'arş üstüne ol mâh
Dilerdi cümle eşyâdan vücûdunu şuhûd ide
Geri 'âlem rüsûmundan onu tecrîd ederd'ol şâh
Pes olurdu hüviyyetde celâline kemâli arz
Cemâlinde ulûhiyyet açardı kendüye dergâh
Kılardı keşf-i tevhîdi anın'çün nûr-ı zât idi
Bulurdu zât-ı tecrîdi anın'çün oldudu âgâh
Bu hâlât içre giderken ne bahre oldu müstağrak
Bu deryâ içre gark iken ne yere çıkdı ol nâgâh
Gelüpdür nakl-i Keşşaf'da Resûlullah edüp hicret
Medîne'ye yakın irdi nüzûl etdi o 'âlî-câh
Kuba kûyinde kondu pes Benî Amr ibni 'Avf'a ol
Dü-şenbeh gün idi indi karâr etdi Resûlullah
İkâmet etdi tâ Cum'a gün olunca hem ol yerde
Pes anda mescide bünyâd esâs etdi delîlullah
Kuba'dan Cum'a gün çıkdı Medîne şehri kasdına
İrişdi Cum'a vaktinde Habîbullah Halîlullah
Benî Sâlim makâmında yetişdi etdi tahsîlâ
Salât-ı Cum'a kıldı ol edüp Allah'ı tebcîlâ
Okudu hutbe vü andan iki rek'at namâz etdi
Didiler bu durur evvel kılınan Cum'a teclîlâ
Didiler siyer ehli kim teveccüh eyledi andan
Medîne şehrine gitdi teennî ile tertîlâ
Çü bildiler kudûmunu kamu şehr etdi istibşâr
Be-külli etdi istikbâl kamu a'yânı tafsîlâ
Hemândem irdi Cebrâil dedi kim yâ Resûlallah
Zimâmın elde tutam ben yayan önünce tafdîlâ
Kaçan kim itseler da'vet seni bular diyârına
Ki her biri seni ide makâmâtında tenzîlâ
Cevâb ver kanda kim çöke deve anda nüzûl idem
Ben ol yerde karâr idem varıncak şehre temsîlâ
Çü gördüler anı gözler kamu gözler anı gözler
Ayağına sürüp yüzler iderler 'izzi tekmîlâ
Be-gâyet itdiler iclâl didiler itdi Hakk irsâl
Ki sen nûru bize inzâl kim ihlâl ola tehlîlâ
Münevver oldular onun cemâli şemsi tâbından
Kemâlinc'anda gördüler cemâlullahı te'vîlâ
Çü gördüler kim olmuşdur Hakk'a âyîne ol bedr ay
Kığırdı her biri onu k'ire evine ol bedr ay
Didi ben inmezem illâ şu yerde kim deve çöke
İşitdiler bu sözü çün müzeyyen etdiler her cây
Kodular evler önünde kimi arpa kimi hurma
Görüp ya'nî deve çöke kim ine anda ol bedr ay
Yarakladı kamu evtân kim anda ede istîtân
Çü girdi şehre ol Sultân mu'azzez ol cihan-ârây
Bu kez çıkdı ne kim varsa Medîne kavmi mecmû'u
Ki hattâ cümle hâtûnlar uşak oğlan u dervîş bây
Sa'âdetli yüzün görüp kamusu buldular devlet
Senâ ederdi meddahlar bu şi'ri hem edüp efyâz
Tala'a'l-bedrü 'aleynâ min seniyyâti'l-Vedâ'i
Vecebe'ş-şükrü 'aleynâ ma deâ' lillâhi da'
Eyyühe'l-mürselü hakkan ci'te bi'l-emri'l-mutâ'
Ci'te temşî heyyinen merhaben yâ hayre dâ'
Şu resme girdi kim şehre ki yer gök aldılar behre
Nazar oldu bugün dehre ki geldi devre 'âlî-rây
Kamu önünce yanınca giderler tarrıkû dirler
Deve hiç çökmedi aslâ birine basmadı hiç pây
Gidüp dosdoğru pes nâka erişdi çökdü ol yerde
Haremdir mescid etmişdi anın sahnında ol bedr ay
Bu yerden tiz geri kalkdı varup şol yerde çökdü kim
Olupdur ravza vü dergâh yatar zımnında ol bedr ay
Pes andan kutb-ı Hakk merkez medâra
Diyârı devr edüp kondu bu dâra
Bu yerde Câbir-i Ensârî adlı
Vâr idi bir sahabî yüzü udlu
Anın dârında kondu Fahr-i 'âlem
Ana oldu nazar vallâhu a'lem
Vâr idi gözsüz anın bir anası
Yakın irmiş idi anın fenâsı
İşitti geldiğini Mustafâ'nın
İçi dışı safâlar doldu anın
Katına geldi yer öpdü oturdu
Bu sözü ağlayup dile getirdi
Ki ben n'olaydı ol kadre ireydim
Mübârek yüzünü gözle göreydim
Pes anın sildi iki gözünü ol
Açıldı gördü görklü yüzünü ol
Gelüp öpdü elini dedi ey şâh
Ki gördüm yüzünü elhamdülillah
İşittiler bu i'câzı çü dilden
Bu kez halk 'âşık oldu cân u dilden
Niçün sevmeyeler ol arı cânı
Çün anın'çün yaratdı Hakk cihânı
Husûsâ gurbete yüz tutdu gitdi
Çıkup hubbü'l-vatandan hicret etdi
Ki kanı Mekke şehri kanı Yesrib
Egerçi birdi ona şark u magrib
Velî arz-ı Tihâme eltaf idi
Çü Ka'be anda idi eşref idi
Ki hattâ çıkar idi Mekke'den ol
Didi yâ Mekke gitdim gerçi ben yol
Velî çıkarmasa ehlin beni hiç
Koyup gider değildim ben seni hiç
Ki sensin hayr-ı arzullah didi
Seni artuk sever Allah dedi
Bulara geldi pes ol nûr-ı kevneyn
Çıkupken göklere tâ kâbe kavseyn
Cihânın cânı cânın cânı geldi
Kamu derdlilerin dermânı geldi
Şerâyi' cevherinin kânı geleli
Hakâyık şehrinin sultânı geldi
Gelir tefsîr içinde bir rivâyet
Sen anı cân içinde kıl dirâyet
Medîne ehli çün bildiler anı
Ki geldi bulara sâhib-Mesânî
Okurlardı bular İncîl ü Tevrât
Bulurlardı sıfatın anda bizzât
Şu 'âlimler vâr idi anda hâzır
Ki cümle 'ilme olmuşlardı nâzır
Yoğ idi bunlara kimse mu'âsır
Mühendislerdi hey'etde mubâsır
Husûsâ sözleri şi'r ü sanâyi'
Mecâz u istiârât u bedâyi'
Belâgatda kelâma sihr iderler
Fesâhatda makâma dür dökerler
Müdekkikler nazarda kıl yararlar
Kemâl-i 'ilm ile insân ararlar
Bu kez çün kim 'ayâna geldi ahbâr
Pes anı görmeye geldiler ahyâr
Teemmül ideler tâ hilmin anın
Te'akkul eyleyeler 'ilmin anın
Kemâlini görüp münkâd olalar
Vekâdetde dahi nakkâd olalar
Yazıcıoğlu Mehmed Efendi
Kaddesallahu Sırrahu'l-Âlî