Hîlekâr Dünyâ

Nice âyetlerle, nice delîllerle şerri hayrından çok olduğu bildirilen şu dünyâ, güzel bir kadın gibi, yüz gösterip insanları kendisine çekmekde ve onları akla hayâle sığmayan hîlelerle helâk etmekdedir. O, peşinden koşandan kaçar. Yüz gösterse de, şerrinden emîn olunmaz. Bir sâat iyilik etse, bir sene kötülük eder. O'nun yüz göstermesi, felâket alâmetidir. Peşine düşenleri, zillete sürükler. Ona aldananlar, hakîr olur. Onunla övünenler sonunda hüsrâna uğrar. O, kendisini isteyenden kaçar, kaçanın peşinden koşar. Dâimâ bulanıkdır, aslâ berrak olmaz. Neşesi kederle karışıkdır, huzûrunu huzursuzluk, gençliğini ihtiyarlık takîb eder. Bolluğu dahi hasret ve perîşânlığa götürür. Öyle hîlekâr ve sahtekârdır ki tâliblerine süslenir, kendisine gönül verenlere azı dişlerini gösterir, insanlara zehir içirir, üzerlerine oklar yağdırır. Kendisini beğenenleri bolluğa gark etmişken, ânîden yüz çevirip perîşân eder. Bütün ağırlığı ile değirmen taşı gibi ezer, kefene koyup toprak altına alır onları, varlıklarını yok eder. Dostları ondan keyif beklerken o onları aldatır, musîbete mübtelâ eder. Dünyâya bağlananlar, büyük arzular peşinde koşar, servet sâhibi olur, büyük binâlar yaparlar da, bunların bir gün yok olacağını hiç düşünmezler.