5 Temmuz 2018 tarihinde yayınlanmıştır.
Bir gün dükkâna bir Arap geldi. Esselâmü aleyküm ve aleyküm selâm. "Şu varmı bu var mı?" diyerek bir takım kitaplar sordu. Fiyatları duyunca "gâlî gâlî" yani çok pahalı dedi ve gitti. Bu çarşıda bir Ali Efendi vardı, öldü Allah rahmet eylesin, o Ali Efendi bana hased ediyordu. Ona gitmiş. Aynı kitapları ona sorarken benden bahsetmiş. Ali Efendi, benim için "O kızılbaşdır" demiş. Meğer o gelen Arap da Antakyalı bir alevî imiş. Arap, Ali Efendi'ye "Ne dedin bakayım bir daha söyle" demiş. Ali Efendi yine "O kızılbaşdır" deyince fenâ halde sinirlenmiş ve Ali Efendi'ye "Seni Yezid seni!" diyerek oradan çıkıp tekrar bana geldi. "Orada bir adam var ismi Ali ama kendisi Yezid" dedi. Ali Efendi, başkalarına yaptığı gibi, bu müşteriyi de kafese koyacağım derken Ebû Cehil gibi kendi açtığı çukura düşdü. Sonra o Arap, paranın para zamanında, benden yüz bin liralık kitap aldı.