2 Temmuz 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Resûl-i Ekrem Efendimizin Üveys el-Karanî'ye hediye etdiği hırka-i şerîfin muhâfaza edildiği yer olması sebebiyle, İstanbul'un en önemli ziyâretgâhlarından biri olan Hırka-i Şerîf Câmiinin bir husûsiyyeti de, kıymetli yazıları ve kitâbeleridir. Gerek Câmi-i Şerîfin içindeki yazılar, gerek kapılarındaki kitâbeler hep büyük sanatkârların elinden çıkmış, çok kıymetli eserlerdir. Şimdi bu yazı ve kitâbelerden bazılarını buraya kaydedelim.
KAPILAR
Cümle kapısı üzerindeki celî talik kitâbe, câmi içindeki yazıların çoğu gibi büyük hattatımız Kazasker Mustafa İzzet Efendi tarafından yazılmışdır. Kitâbe üstündeki yedi beyitlik manzûme Zîver Paşa tarafından inşâd edilmiş olup, bu manzûmenin son beytiyle binânın yapılışına târih düşürülmüşdür. Son beytin her iki mısraındaki noktalı harflerin toplamı ayrı ayrı 1267 tarihini vermekdedir ki bu şekilde düşürülen tarihlere "mücevher târih" tabir edilir.
Tâ ebed Abdülmecid Hân ola bâ-feyz-i ilâh
Nûr-ı mihrâb-ı hilâfet câmi'-i âdâb-ı dîn
Kalb-i pakin eylemiş hakk Hazret-i Peygamber'e
Dâimâ ihlâs arzıyle mübâhî vü yakîn
Dûş-i iclali şeref-bahş-ı siyâb-ı saltanat
Olalı düşmez elinden dâme-i şer'-i mübîn
Hırka-i sündüs-tırâz şâh-ı vâlâ-yı Resûl
Câ-nişîn olmuş idi bunda 'izz ile nice sinîn
Eyleyüp ta'zîm ü hürmet işbu câ-yı ekreme
Câmi'-i hem hücre-i pâkizesin yapdı metîn
İki târih-i güher-pirâyeyi Zîver kulu
Çekdi zer-târ-ı nizâm-ı nazma çün dürr-i semîn
Hırka-i pâk-i risalet mesnedin bu cami'in
Şâh-ı dîn Abdülmecid Han kıldı bünyâd-ı resîn
Hâkipây-i evliyâ Seyyid İzzet Mustafâ
1267
Kadı Sokağına açılan kapının üzerindeki yazı iki parçadan müteşekkildir. Yukarıdaki beyzî madalyonda, celî sülüs istifle "Kâle'n-nebiyyü aleyhisselâm" yani "Nebî aleyhisselâm buyurdu ki", kapı kemeri üstünde ise, yine celî sülüs hatla "Bismillahirrahmanirrahim miftâhu külli bâb. Sadaka Resûlullah" yani "Bismillahirrahmânirrahîm her kapının anahtarıdır. Resûlullah doğru söyler" yazılıdır.
İkinci kapıda, celî süslüs bir istifle "Namazın farziyetini bilen cennete girer" meâlinde bir yazı vardır.
Üçüncü kapıda ise yine enfes bir hatla, Sûre-i Neml'in 30. âyeti yazılmışdır : "İnnehû min süleymânin ve innehû bismillahirrahmânirrahim". Üstteki beyzî madalyonda ise, yazının bir âyet olduğunu bildiren "Kâlallahu tebâreke ve teâlâ" yazısı vardır.
Bu yazılarda imzâ olmamakla berâber, bunların da camideki diğer yazılar gibi Kazasker Mustafa İzzet Efendi tarafından yazıldığı bilinmekdedir.
HIRKA-İ ŞERÎF DÂİRESİ
Hırka-i Şerîf Camii avlusunda bulunan ve ilk defa Sultan 1. Abdülhamid zamanında yaptırılan basık kubbeli, tek odadan müteşekkil bu yapının dış cephelerinde iki kitâbe vardır. Bunlardan biri kıble sağ duvarında, diğer girişdedir ve Sultan 2. Mahmud zamanında yapılan yenileme ve genişletme çalışmalarının hâtırası olarak yazdırılmışdır. Manzûmelerden biri Enderûnlu Vâsıf'a ait olup, bu kitâbenin hattatı, Yesârî Mehmed Esad Efendi’nin en başarılı öğrencilerinden Mehmed Şehâbeddin Efendi'dir. Bu kitâbenin birkaç beytini teberrüken buraya kaydedelim :
Her ne denlu revnâk u fer bulsa nakş ile sezâ
Her ne rütbe verseler ziynet bu câye müstehak
Bürde-i Peygamber-i zîşâna ta'zîmen o şâh
Kıldı dîvânhânesin kâh-ı cinâna mâ-sadak
Ol mübârek kisve-i şâh-ı rusül ki dâmeni
Rûz-i şeb kerrûbiyâna bûsegâh olsa ehakk
Hizmet ü sa'yin kabûl edüp o şâh-ı âlemi
Kâmyâb-ı devlet-i dâreyn ede Rabbü'l-felak
Vâsıfâ şâyestedir târih-i a'lâ söylesem
Oldu bâlâ cilvegâh-ı Hırka-i Mahbûb-i Hakk
1227
Diğer kitâbede ise meşhûr hattatımız Yesâri Mehmed Esad Efendi tarafından yazılmışdır. İlkinden birkaç sene sonra yapılan bir tamirata ait olan bu kitâbenin manzûmesini de teberrüken buraya kaydedelim :
Bahş edüp hırkasını Veys'e Resûl-i 'allâm
Hil'at-i vasılla müştâkine kıldı ikrâm
Âl-i Osmân'a olup ziynet-i genc-i şevket
Hırz-ı cânı gibi saklar anı şâhân-ı kirâm
Yapışup dâmen-i ihsânına Sultan Mahmûd
Yapdı gencînesin ol Hüsrev-i Perviz gulâm
Matla'-ı şems-i hüdâdır bu münevver bürde
Bir şafakdır ki müsâvîdir ana subh ile şâm
Âsitânı-ı keremi kîse-i nakd-i rahmet
Habîb-i pür-mekremeti ümmete kân-ı in'âm
Ahz-i nisbet edüp ol şâh-ı Üveysiyyet ile
Kıldı Sultân-ı rusül hizmetine istihdâm
Bâis-i 'izzetim olsun şu mücevher târih
Hırka-i pâk-i Resûl eyledi tecdîd-i makâm
1235
MİHRÂB ve MİNBER
Mihrâb ve minberdeki yazılar, câmi-i şerîfin bânîsi Sultan Abdülmecid Hân tarafından yazılmışdır. Kazasker Mustafa İzzet Efendi'nin talebesi olan Sultan Abdülmecid Han sülüs ve nesih yazılarda mâhir olup yazılarında Mahmud Celâleddin uslûbunu tercîh etmişdir. Mihrâbda, Sûre-i Âl-i İmrân'ın 39. âyetinden bir bölüm, minberde ise Kelime Tevhîd yazılıdır.
CÂMİ İÇİNDEKİ KUŞAK YAZILARI
Câmi-i Şerîfin içinde Kazasker Mustafa İzzet Efendi tarafından celî sülüs hatla yazılmış sekiz aded yazı vardır ki bunlar câmi-i şerîfin penecreleri üzerine kuşak şeklinde yerleştirilmişdir. Bu yazıların hepsi de namaz hakkındaki âyet-i kerîmelerdir.
Mihrâbın sağındaki birinci pencerenin üstündeki yazıda, "فَاِذَا قَضَيْتُمُ الصَّلٰوةَ فَاذْكُرُوا اللّٰهَ قِيَامًا وَقُعُودًا Fe izâ kadaytümüs salâte fezkurullâhe kıyâmen ve ku'ûden" âyeti yazılmışdır.

Mihrâbın sağındaki ikinci pencerenin üstünde ise aynı âyetin devâmı olan, "اِنَّ الصَّلٰوةَ كَانَتْ عَلَى الْمُؤْمِن۪ينَ كِتَابًا مَوْقُوتًا İnnes salâte kânet alel mü'minîne kitâben mevkûtâ" cümlesi yazılmışdır.
Mihrâbın solundaki birinci pencerenin üstündeki yazıda, Lokman Sûresindeki "يَا بُنَيَّ اَقِمِ الصَّلٰوةَ وَأْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَاصْبِرْ عَلٰى مَٓا اَصَابَكَۜ Yâ büneyye ekımıs salâte ve'mur bil ma’rûfi venhe anil munkeri vasbir alâ mâ esâbek" âyeti yer alır.

Mihrâbın solundaki ikinci pencerenin üstünde, Enfal Sûresindeki, "اَلَّذ۪ينَ يُق۪يمُونَ الصَّلٰوةَ وَمِمَّا رَزَقْنَاهُمْ يُنْفِقُونَۜ Ellezîne yukîmûnes salâte ve mimmâ razaknâhum yunfikûn" âyeti yazılmışdır.

Mihrâbın en üstünde Bakara Sûresindeki, "حَافِظُوا عَلَى الصَّلَوَاتِ وَالصَّلٰوةِ الْوُسْطٰى وَقُومُوا لِلّٰهِ قَانِت۪ينَ Hâfizû ales salavâti ves salâtil vustâ ve kûmû lillâhi kânitîn" âyeti yazılmışdır.

Hünkâr mahfili üstünde Tâhâ Sûresindeki, "اِنَّن۪ٓي اَنَا اللّٰهُ لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنَا۬ فَاعْبُدْن۪يۙ وَاَقِمِ الصَّلٰوةَ لِذِكْر۪ي İnnenî enallâhu lâ ilâhe illâ ene fa’budnî ve ekımis salâte li zikrî” âyeti vardır.
Müezzin mahfili üstünde İsrâ Sûresindeki "اَقِمِ الصَّلٰوةَ لِدُلُوكِ الشَّمْسِ اِلٰى غَسَقِ الَّيْلِ وَقُرْاٰنَ الْفَجْرِۜ اِنَّ قُرْاٰنَ الْفَجْرِ كَانَ مَشْهُودًا Akımis salâte li dulûkiş şemsi ilâ gasakıl leyli ve kur’ânel fecr, inne kur’ânel fecri kâne meşhûdâ" âyeti yazılmışdır.

Vâlide mahfili üstünde, Nisâ Sûresindeki, "وَاِذَا قَامُٓوا اِلَى الصَّلٰوةِ قَامُوا كُسَالٰىۙ يُرَٓاؤُ۫نَ النَّاسَ ve izâ kâmû iles salâti kâmû kusâlâ yurâûnen nâse" âyet-i kerîmesi yer alır.
Her biri birbirinden nefis, nefsi olduğu kadar da manâlı, insanın hem gözünü hem gönlünü ferahlatan bunca yazı ve kitâbeyi sizlerle paylaşmamın sebebi, ecdâdımızın Resûl-i Ekrem Efendimize ne derece hürmet ettiklerini ve O'na ne kadar muhabbet beslediklerini göstermek içindir. Hazret-i Peygamber'in bir hırkası için bile bu derece ihtimam göstermek, hırka-i şerîfi itina ile muhâfaza etmek için hiç bir masrafdan kaçınmamak, hırka-i şerîfin bulunduğu mekânı en güzel eserlerle süslemek, Hazret-i Peygamber'e büyük bir hürmetin ve muhabbetin alâmetleridir.
Ziyâret kılsın ümmetler revân-ı cân-bahâdır bu
Cenâb-ı Veys'e ihsân u 'atâ-yı Mustafâ'dır bu
Eşiğine Şeref rûy-i siyâhın sür niyâz eyle
Makâm-ı pâk-i Habîb-i Kibiryâ'dır bu