4 Şubat 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Bak ne diyor Hazret-i Ali kerremallahu vecheh, esedullah-i gâlib, radıyallahu anh Hazretleri, "men allemenî harfen fekad sayyaranî abdâ, bana hakîkatden bir harf öğretenin ben kölesiyim" diyor. Ali'yi sevdirseydin, çocuk hocayı sevecekdi, öğretmeni sevecekdi, hürmet edecekdi.
Benim hocam, ben diye konuşduğum için beni affediniz, doksan üç yaşındaydı. Beni okutan hocaefendi, Fâtih Câmisinin baş imamıydı, ondan tashîh-i hurûf etdim, Arap Hoca. Vallahi, karşıdan gördüğümüzde yol değişdirirdik. Belki de adamcağız uzakdan görmezdi. Eğer rast gelirsek karşı karşıya, ne soracak biliyor musun? Selâm verdikden sonra, "Nerden geliyorsun?" diyecek. Bunu da biz biliyoruz, ne soracağını. Fakat böyle bir şeyle karşılaşmayalım diye, o kadar hürmet ederdik Hocaefendi'ye. Karşısında kimse bağdaş kuramazdı, diz çöküp otururduk. Alışmamışız da o vakit diz çökmeye. İki saat, üç saat ders devam ediyor, felâket! Tutulur ayakların. Bana müsaade etmişdi, Allah rahmet eylesin.
Neden? Çünkü biz Ali'yi öğrendik, öğrenebildiysek eğer. O gün için öyle öğrenmişdik, öğrendiğimiz kadar. Hocaya hürmetin ne olduğunu göstermişdi. Bak! Niçin Devlet-i Osmâniye ilerledi? Onlar da hocalarına hürmet etmişler.
www.muzafferozak.com