Huluk-ı Azîm Yâhud Yüce Ahlâk

15 Ekim 2023 tarihinde yayınlanmıştır.

Ehlullah
Allahu Teâlâ Kur`ân-ı Kerîminde Habîb-i Edîb'i hakkında, "وَاِنَّكَ لَعَلٰى خُلُقٍ عَظ۪يمٍ ve inneke le 'alâ hulukin 'azîm" buyurmuşdur. Resûl-i Ekrem Efendimiz de "Îmânı en kâmil olan mü'min kimdir?" diye sorulduğunda, "Ahlâkı en güzel olandır" buyurmuşlardır. Yine Efendimiz "Kıyâmet gününde mîzânda güzel ahlâkdan daha ağır gelecek bir şey yokdur" buyurmuşlardır. Demek ki insan için en büyük fazîlet, güzel ahlâkdır, en yüce mertebe huluk-i azîm sâhibi olmakdır.

Peki huluk-i azîm denilince ne anlaycağız?

Huluk-i azîmin pek çok tarîfi yapılmışdır. Meselâ büyüklerden bir zât şöyle demişdir : "Huluk-i azîm, kimseye hasım olmamayı ve kimsenin husûmetini kazanmamayı sağlayacak derecede marifetullaha sâhib olmakdır". Diğer bir veli huluk-i azîmi şöyle tarif etmişdir : "Huluk-i azîm, bir kere Hakk'ı müşâhede etdikden sonra artık halkın ezâ ve cefâsının sana tesir etmemesidir". Diğer bir veliyyullah, "Huluk-i azîm, Allahu Teâlâ'dan başka şeyin himmet ve düşüncesine sâhib olmamandır" demişdir. 

Bu tarîflerin hepsi güzeldir, hoşdur. Lâkin biz bunların hepsini içine alan daha şumüllü bir tarif yapacağız. Huluk-i azîm, ahlâk-ı ilâhî ile ahlâklanmakdır. Yani Hakk'ın sıfatlarına bürünmekdir, sıbgatullah ile boyanmakdır. Ahlâk-ı ilâhî kimde daha çoksa, onun derecesi o kadar yüksedir. Yani Hakk'ın sıfatlarından en çok hisse alan, en yüksek mertebeye sâhibdir. Bu itibarla elbette en yüce mertebe Resûlullah'ın mertebesidir. Çünkü O'nun ahlâkullaha mazhariyyeti tamdır, kâmildir, en yüksek derecededir. Allah'ın bütün sıfatları O'nda kemâliyle tecellî etmişdir. 

Eğer bizde huluk-i azîm sâhibi olmak istiyorsak, beşerî ve nefsânî sıfatları bırakıp, ilâhî sıfatları almamız gerekir. Birkaç misâl verelim :
  • Tamah, cimrilik, açgözlülük nefsânî ve beşerî sıfatlardır. Az ya da çok hemen hemen herkesde vardır bu sıfatlar. Cömertlik, kerem, ihsân, lutuf ise ilâhî sıfatlardır. Öyleyse tamahı, cimriliği, açgözlülüğü bırakacağız, bunların yerine keremi, ihsânı, lutfu huy edineceğiz.
  • Yine gadab, kîn, buğz gibi sıfatlar beşerî ve nefsânî sıfatlardır. Hilim, af, sabır ise ilâhî sıfatlardır. Öyleyse gadabı, kîni, buğzu bırakıp hilmi, sabrı ve affı huy edinmek lâzımdır. Yine uyku, yemek içmek, gülmek eğlenmek, beşerî ve nefsânî sıfatlardır.
  • Allah uykudan, yemek içmekden münezzehdir. Ahlâkı ilâhî ile ahlâklanmak isteyen kimse, uykuyu, yeme içmeyi azaltmalı, kendisini gaflete düşürecek şeylerden uzak durmalıdır.
  • İnsan zengin dahi olsa dâimâ bir şeyleri taleb etmekdedir, hırslıdır, açgözlüdür, ihtiyâç içindedir. Ne zaman ki insan kanaat sâhibi olur, elindekiyle yetinir, sağdan soldan talebde bulunmayı bırakır, Allah'a tevekkül eder, o zaman gınâ sâhibi olur. Gerçek zenginlik budur. Gınâ ilâhî bir sıfatdır, Allah'ın bir ismi de ganîdir. Ganî, bir şeye ihtiyâcı olmayan demekdir.

Bunların ışığı altında, kurtulmamız gereken diğer bütün nefsânî sıfatları ve onların yerini alması gereken ilâhî sıfatları birer birer tesbit edebiliriz. Meselâ acelecilik bırakılacak, sabır alınacak. Allah'ın bir ismi de sabûrdur. Câhillik bırakılacak, ilim öğrenilecek. Çünkü Allah alîmdir. Nankörlük bırakılacak, şükür alınacak. Zîrâ Allah şekûrdur. Menfaati bırakacağız, meveddet sâhibi olacağız. Çünkü Allah vedûddur. Ayıplamayı bırakacağız, kusurları örtücü olacağız. Çünkü Allah settârdır. Aslâ yalan söylemeyeceğiz, dâimâ dürüst olacağız. Çünkü Allah'ın bir ismi de hakkdır, dâimâ hakkı söyler Allah, her işi doğrudur, yerindedir.

Biliniz ki, Allah'a yaklaşmak, ancak O'nun sıfatlarına bürünmekle olur. Allah cisim değildir, araz değildir, O'na başka türlü nasıl yaklaşılabilir ki. Kimde Hakk'ın sıfatları daha çoksa, o Allah'a daha yakındır. Huluk-i azîmin sırrı budur.

Listeye geri dön