15 Aralık 2024 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri yeri geldikçe anlatırlardı :
Vâizin biri Bektâşî düşmanıymış. Bir Bektâşî başında fâhirle gitmiş onun dersine oturmuş. Vâiz "Hah, tam fırsatını buldum, şimdi şuna bir yükleneyim" demiş ve başlamış saydırmaya, "Bektâşîler namaz kılmaz, oruç tutmaz, mülhiddirler, zındıkdırlar, bilmem ne" filan, söylemiş, söylemiş, vermiş, veriştirmiş. Bektâşî kalkmış, kıbleye dönmüş, tam hocanın karşısında namaza durmuş. Bütün cemaat de görüyor. Bir namaz kılmış ama, böyle uzun uzun, tadil-i erkân ile, hudû' huşû' ile, fevkalâde. Yani vâizi fiilen tekzîb ediyor, vâiz kılmaz diyordu, o kılıyor. Namazı da erkânıyla kılıyor. Bütün millet bir hocanın yüzüne bakıyorlar, bir Bektâşînin yüzüne bakıyorlar. Vaazdan sonra vâiz gelmiş, "Erenler, affedersin ben Bektâşîlerin namaz kıldığını bilmezdim" demiş. Bektâşî, "Ben bu namazı abdestsiz kıldım, bir de abdestli kılayım da sen bir de o zaman seyret" demesin mi!