Huzeyfe'nin Sırdaşlığındaki Sır
18 Mart 2016 tarihinde yayınlanmıştır.
Huzeyfe bin Yemân Hazretleri, Hazret-i Peygamber’in sırdaşı olmak münâsebetiyle "Ashâb-ı Resûl" arasında müstesnâ bir mevkide bulunuyordu. Resûl-i Ekrem Efendimiz ona öyle bazı sırlar vermişdi ki ashâbın ileri gelenleri bile bu sırlara vâkıf değillerdi. Hattâ Hazret-i Ömer radıyallahu anh Efendimiz halîfe olduğu dönemde ta'yîn ettiği vâliler arasında münâfık olup olmadığını Huzeyfe'ye sorması, Huzeyfe'nin isim vermeyerek vâlilerden birinin münâfıklardan olduğunu bildirmesi son derece mânidârdır...Yine Hazret-i Ömer radıyallahu anh Efendimizin, cenâzelerde hep Huzeyfe Hazretlerini gözetleyip, eğer Huzeyfe radıyallahu anh Hazretleri, bir kişinin namazını kılıyorsa namaza iştirâk edip, kılmıyorsa ictinâb etmesi de aynı sebebe bağlıdır...Burada akla bir soru gelebilir...Peki, madem bu sırlar açıklanmayacakdı neden Resûl-i Ekrem Efendimiz bunları Huzeyfe'ye bildirdi?..
Muzaffer Efendi Hazretleri bir sohbet meclisinde söz buraya gelince buyurdular ki;
"Resûl-i Ekrem Efendimizin, Huzeyfe'ye münâfıkları tek tek bildirmesi ve geleceğe âit bazı hâdiseleri haber vermesi aslında O'nun risâletinin bir delîlidir. Huzeyfe'ye bu sırlar verilmeseydi, münkirler kolaylıkla halkı Resûl-i Ekrem Efendimizin risâleti hakkında şüpheye düşürebilirdi...Çünkü gayb ta'bir edilen bu gibi gizli hususları ve gelecekde yaşanacak bazı hâdiseleri ancak ve ancak peygamberler ve onların vârisleri bilebilir..."
Efendi Hazretleri sohbetin devâmında o günlerde zuhûr eden bir mes'eleye işâret ederek buyurdular ki;
"Dikkat ederseniz bugün de aynı sır devâm ediyor...Velîler peygamber vârisi oldukları için bu sır onlarla devâm edecekdir..."
Huzeyfe Hazretlerine tevdî' edilen sırlardan biri ile ilgili olarak şu yazımıza da bakmanızı tavsiye ederiz...