2 Nisan 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
Dinle, İlyas Peygamber'i. Melekü'l-mevt yanına sokulmuşdu. Ağlıyordu İlyas Peygamber. "Yâ nebiyyallah! Niye ağlıyorsun?" dedi. "Sen Allah'ın bir nebîsisin, ölümde Hakk'a mülâkât vardır" dedi.
Ölüm bâbında âşıklara vuslat-ı cemâl vardır. Aşk meselesi de öyle. Âşık ile ma'şûk arasında aşk perde olur. Bir zaman gelir, o perdeyi çâk etmek lâzım yani o perdenin kalkması lâzım.
Azrâil aleyhisselâm "Yâ nebiyyallah! Vuslat zamanıdır, niçin ağlıyorsun" deyince, İlyas Peygamber buyurdu ki, "Onun için ağlamıyorum. Abdiyyetden dûr oluyorum, bundan böyle Rabbime ibâdet kılamayacağım, Allah'a ibâdete doyamadım, onun için ağlıyorum" dedi.
Niye şevk almıyorsun? Sonumuz ölüm! Ve buna da ihtiyâcımız var. Ve senin önderin, cümle mahlûkâtın önderi, sebeb-i hilkat-i âlem olan Muhammed Mustafâ, sana bunu göstermiş. Hattâ ibâdet ve tâat etmekden mubârek ayakları şişmiş. Hattâ söylemişler, "Yâ Resûlallah, senin günâhın yok, ma'sûmsun, niçin bu kadar ibâdet kılıyorsun?" demişler, Cenâb-ı Peygamber "Rabbime şükretmeyeyim mi?" diyor. "Rabbime şükretmeyeyim mi?" diyor.