23 Eylül 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Bir çok insanlar öyle giderler gelirler filan, Hakk rızâsı için yapan azdır. Halbuki müslümanlığın en ince noktası, yapılan ibâdetin Hakk Teâlâ'ya karşılıksız yapılmasıdır. Ücretli değil, ücretsiz yapacaksın. Kul olduğun için yapacaksın. O şeref sana kâfî, Allah'a kul olmak şerefi. Çünkü Hakk'a kul olan kişi iki cihâna sultân olur. Böyle olunca, ücretsiz yapacaksın. Ücretli yapdığın vakitde, karşılığında bir şey beklersen, kıymeti kalmaz. Ücretli amele gibi olursun, işçi gibi olursun. Vermezlerse isyân edersin sonra. Boykot yaparsın, nedir o, grev, grev yaparsın Allah'a karşı, istediğimi vermedi diye. Karşılıksız olacak.
Câminin avlusuna girdim, hava soğuk, yer buz tutmuş. Kar var yerde, buz tutmuş filan. Kayserilinin birisi, Kayserili adamcağız, konuşdum kendisiyle, abdest almış, elini yukarı kaldırmış, hem kolunu kuruluyor hem de göğe doğru bağırıyor, ben de oradayım. "Goruyon a! Bak! Yeri goruyon, abdest aldım hâ!" filan. Allah'a gösteriyor abdest aldığını. "Goruyon a!" diyor, göğe doğru bağırıyor. Hem de mekân gösteriyor hazret. Neyse. Semâ âlî olmak münâsebetiyle bir şey lâzım gelmez benim için. Dedim, "Kardeşim, sen ne yapıyorsun yâhu" dedim. "Bin sene ömrün olsa, bin sene de böyle buzlu suyla abdest alsan, bin sene de buzlu taşın üstünde secde etsen, alnın çürüse ve delinse, dizlerin romatizma olsa, çürüse, Hakk Teâlânın sana verdiği bir gözün bir kere bakışda bütün semâyı ahz etmesinin ecrini verebilir misin Allah'a, karşılığını ödeyebilir misin?" dedim. "Utanmıyor musun böyle yapmaya? Nedir senin aldığın abdest!"
Olmaz öyle, karşılıklı değil, karşılıksız. Ne vakit İslâm'ı bu şekilde anlayacağız, o vakit adam olacağız.