İbrâhim Aleyhisselâm Nasıl Halîlullah Oldu?

İbrâhim aleyhisselâm halîlullahdır. Halîl ne demek? Dost demek. Peki İbrâhim aleyhisselâma niçin halîlullah demişler? Allah'ın dostu olduğu için. Cenâb-ı Hakk onu üç şeyle imtihan etti, üçü de çok ağır. İnsanlara üç türlü musîbet gelir. Yani Allah insanı üç şeyle imtihan eder. Evlâdıyla, malıyla ve canıyla. En ağır imtihanlar bunlardır. Cenâb-ı Hakk, İbrâhim aleyhisselâmı bu üç musîbetle de imtihân etti. Hazret-i İbrâhim üç imtihanda da birinciliği aldı. Melekler, "Yâ Rabbi, kuldan halîl olur mu?" demişlerdi. Cenâb-ı Hakk bu imtihanlarla meleklere halîlin nasıl olacağını gösterdi.

İbrâhim aleyhisselâm tek seferde beş yüz bakar, beş yüz deve, beş bin koç birden kurbân etti ve hepsini fukarâya dağıttı. Melekler şaşırdılar. "Bir insan hiç bu kadar çok malı fedâ edebilir mi?" diye hayret ettiler.

İbrâhîm aleyhisselâm o kadar cömertmiş ki, bir gün kapısına bir fukarâ gelmiş, o da hep yaptığı gibi fukarâya bol bol ikrâmda bulunmuş. Sonra o fukarâ çıkmış, bitişikdeki kapıya gitmiş. Halîlullah fukarânın komşuya gittiğini görünce, "Tüh, niye o tarafa bir kapı daha yaptırmadım, keşke o fukarâ bir daha gelseydi" demiş ve sonra evine ikinci bir kapı yaptırmış. Fukarâya her iki kapıdan da vermeye başlamış.

Bir gün İbrâhim aleyhisselâmın kapısına bir adam gelmiş, yardım istemiş. İbrâhim aleyhisselâm bakmış, gelen, saçı sakalı birbirine karışık pislik içinde bir mecûsî imiş. İbrâhim aleyhisselâm "Senin dînin ne?" diye sormuş. Adam "Ben mecûsîyim" deyince Hazret-i İbrâhim, "Allah'a şirk koşan adamın benim evimde işi yok. Çık dışarı!" demiş ve adamı kovmuş. Hemen Cebrâil nâzil olmuş ve Cenâb-ı Hakk'dan şu emri getirmiş : "Yâ İbrâhim! Hemen git o adamın gönlünü al! O bana şirk koşuyor, sana ne oluyor! Benim sofram herkese açıkdır. Benim soframdan herkes yer". İbrâhim Peygamber hemen adamın arkasından koşmuş ve özür dileyerek evine getirmiş ve ona da ikrâm etmiş. 

Yaa işte böyle, halîl olmak kolay iş değil.

Melekler Cenâb-ı Hakk'a niyâz edip, "Yâ Rab, İbrâhim aleyhisselâmı hangi sebeble zât-ı ulûhiyyetine halîl edindin?" diye sormuşlar. Hakk Sübhânehû ve Teâlâ : "Onun kalbinde benim muhabbetimden başka bir muhabbet, dilinde de benim zikrimden başka bir zikir yokdur da onun için" buyurmuş.