İbrâhim Edhem Hazretlerinin Bağ Bekçiliği

Zühdü ve takvâsı dillere destân olan İbrâhim Edhem Hazretleri, bütün sôfîler gibi, helâl lokma meselesi üzerinde çok durmuş, lokması helâl olmayan kimsenin yapacağı ibâdetin makbûl olmayacağını söylemişdir. Sôfîliği tembellik gibi gösterenlerin aksine O, yalnız elinin emeği ile geçinmiş ve zaman zaman tarlalarda ırgatlık, zaman zaman bağ ve bostan bekçiliği, bazen de odunculuk yapmışdır. Az kazanmış, az yemiş ama hep temiz yemiş, hep helâlinden yemiş, hep elinin emeğinden yemişdir. Şu menkıbesi hepimiz için ne büyük bir dersdir : 

Hazret, bir seferinde yine bağ bekçiliği yaparken, bir gün bağın sahibi çıkagelmiş. Ona seslenip bağdan bir nar vermesini istemiş. İbrâhim Edhem Hazretlerinin verdiği nar bembeyaz çıkınca, bağın sahibi kızmış, demiş ki, "Sen bu bağdan yiyorsun, içiyorsun, hangi narın güzel olduğunu bilmiyor musun?". Hazret, "Ben yalnız hak etdiğim ücreti alıyorum, bağdan hiç bir şey yemiyorum" deyince bağ sâhibi inanmamış, "Sen İbrahim Edhem misin ki bağdan bir şey yemeden burada bekçilik yapacaksın" demiş. Hazret, bakmış ki ipliği pazara çıkacak, tanınmamak için hemen o işi bırakmış, başka tarafa gitmiş.

Hazret'in hadîs ilmine de vukûfu vardır ve pek çok hadîs-i şerîf rivâyet etmişdir. O'nun rivâyet etdiği hadîslerden biri de şudur :

İbrahim ibn Edhem, İbn Cüreyc’den, o Atâ’dan, o da İbn Abbas’dan şöyle rivâyet ediyor :

Bir gün Resülüllah'ın yanında, "يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ كُلُوا مِمَّا فِي الْاَرْضِ حَلَالًا طَيِّبًاۘ Ey insanlar! Yeryüzündeki nimetlerimden helâl ve temiz olmak şartıyla yiyiniz" âyetini okuduğumda, Sa'd ibn Ebî Vakkâs ayağa kalkdı ve "Ey Allah’ın Resûlü, Allah’a duâ et de beni duâsı kabûl olunan kullarından eylesin" dedi. Allah Resûlü de ona dedi ki, "Yemeğini helâlinden ye ki duân kabûl olsun. Muhammed'in cânı kudret elinde olan Allah'a and olsun ki, bir kul haram lokma yediğinde kırk gün ameli kabûl olmaz. Vücudu haram kazançla ve ribayla beslenen bir kul cehennem ateşine daha lâyıkdır".