27 Aralık 2019 tarihinde yayınlanmıştır.
Hazret-i Mevlânâ, bir gün yine vecd içinde semâ ederken, sarhoşun biri gelip O'nun semâ ettiği yerde rastgele dönmeye başlamış. Tabii adam sarhoş olduğu için kendisine hâkim olamıyor ve arada bir Hazret-i Mevlânâ'ya çarpıp O'nun huzûrunu bozuyormuş. Fakat Hazret-i Mevlânâ adama hiç müdâhele etmiyor, semâına devâm ediyormuş. Bir, iki, üç, beş derken, Hazret'in bendegânından bazıları, sarhoşun yakasına yapıştıkları gibi oradan uzaklaştırmaya kalkmışlar. Fakat adam kör kütük sarhoş olduğu için direnmiş, huysuzluk yapmış. Sarhoş huysuzluk yapınca, adamı biraz hırpalamışlar, canını yakmışlar. Hazret-i Mevlâna bunu görünce çok canı sıkılmış, bendegânına gücenmiş ve onlara şu ihtarda bulunmuş : "İçkiyi o içmiş, sarhoşluğu siz yapıyorsunuz!"
Kâmil mürşidlerin güzel ahlâkına en güzel misâllerden biri de budur. Allah dostları, hilm sâhibidirler yani son derece yumuşak huyludurlar. Onlarda sertlik, kabalık, huşûnet, hiddet, şiddet filan yokdur. Ehlullah hazerâtı, nâhoş bir şeyle karşılaştıkları zaman kızmazlar, halkın kusurlarını görmezler, görseler de görmezden gelirler, kusurları örterler, ayna gibi ayyâb olmazlar, insanları sözleriyle ve hareketleriyle incitmezler. Onlar, kötülere bile tatlılıkla, yumuşaklıkla, güzellikle, incelikle, zarâfetle muamele ederler.
Birgün olur Hazret-i Mevlâ seni
Merhamet ü hürmete şâyân eder
'Afv ederek Zât-ı Te'âlâ seni
İkrâm u in'âmını 'ayân eder
Kullarının kusûruna kalmadan
Kullarını kahr edici olmadan
Kıyl ü kâli i'tibâre almadan
Kerem-i Hakk gör ne güzel şân eder