30 Ekim 2020 tarihinde yayınlanmıştır.
BİSMİLLAHİRRAHMÂNİRRAHÎM
Eyle bismillah ile feth-i kelâm
Tâ açılsın hayr ile bâb-ı merâm
Hem Resûlullah'a kıl arz-ı selâm
Tâ ki hoşnûd ola ol Rabbü'l-enâm
Hem de eyle tarziye ashâbını
Âlini ezvâcını ahbâbını
Ba'dehû siz ey cemâ'at biliniz
Cümleniz bu kavli tasdîk kılınız
Mevlid-i pâki okutan dâimâ
Olur elbet mazhar-ı lutf-i Hudâ
Hem Resûlullah ona der âferin
İşitip te mevlidi okutduğun
Dünyevî vü uhrevi görmez keder
Gelse de bir derd ona durmaz gider
Fâidesi bî-hisâbdır hâsılı
Böylece bil ol bu kavlin kâili
Sünnetiyle şer'ini elden koyan
Mâl ü milkinde görür dâim ziyan
Ravza-yı tâb-nâkine her subh u şâm
Eyle takdîm es-salâtü ve's-selâm
Ba'dezâ bu bende-i bî-çâreyi
Yani işbu Fevzî-yi âvâreyi
Bir duâ-yı hayr ile dilşâd edin
Nâmını dergâh-ı Hakk'da yâd edin
Tâ ki Mevlâ zenbini mağfûr ede
Kalbini hem lutf ile mesrûr ede
Çünkü kendi pek za'îf ü nâtüvân
Hâline rahm eyleyiniz el-amân
Rahm edip de bu duâ ile beni
Yâd edeni şâd ede Rabb-i Ganî
Gel icâbet gülşeninden râyiha
Koklayalım okuyup da fâtiha
İsm-i pâkidir Muhammed Mustafâ
Ol Resûl'ün kim odur dost-ı Hudâ
Hem lisânı hem de zâtıdır 'Arab
Ol belâgat ma'deni kân-ı edeb
Nesl-i tâbnâki Kureyşî Hâşimî
Yümn ü feyzi münteşirdir dâimî
Âmine'dir mâderinin ismi bu
Vâlidinin ismi Abdullah Nebîl
Ceddi ya'ni vâlidinin vâlidi
Bil ki Adülmuttalib oldu adı
Bî-hilâf bu ma'den-i nûr u sürûr
Mekke'de sad yümn ile etdi zuhûr
İttifak-ı ehl-i târih üzre hep
Silsilesidir heme pâkü'n-neseb
Hâşâ lillah girmedi aslâ sifâh
Cümlesi etdi tezevvüc bi'n-nikâh
Bir gün Abdullah'a kavmi gitdiler
Yalvarıp Âmine'yi akdetdiler
İbtidâ ki Cum'a-i mâh-ı Receb
Hâmil oldu Âmine bâ-hükm-i Rab
Ol sebebden ehl-i eflâk ü zemîn
Oldular şâdân ü hem de kâm-bîn
Feyz ü envâr ile doldu hep cihân
Müjdeleşdi sâkin-i kevn ü mekân
Çün ki oldu ol Resûl'ü zâmine
Çok kerâmet gördü çeşm-i Âmine
Müddet-i hamlinde ol 'iffet-meâb
Gördüğün yazsam eğer almaz kitâb
Anca bir kaç vak'asın edem beyân
Kim vukû' buldu cem'îsi bil 'ayân
Ravza-yı tâb-nâkine her subh u şâm
Eyle takdîm es-salâtü ve's-selâm
Der ki ol Âmine-i zâtü'l-emân
Eyleyip bazı zuhûrât der-meyân
Müddet-i hamlimde hayli enbiyâ
Birbiri ardınca geldiler bana
Cümlesinin sözleri tebşîr idi
Vâkı'u'l-hâli bana tarîr idi
Dediler yâ Âmine müjde sana
Hâmil oldun sendedir dost-ı Hudâ
Bil ki sensin hep nisânın serveri
Hak Muhammed Mustafâ'nın mâderi
Mâşâallah bârekallah sen bu ân
Buldun ey mâh bu şerefle 'izz ü şân
Çün ki zâtın bir sadefsin fi'l-misâl
Sende mahfûz dürr-i yektâ-yi kemâl
İşte böyle mâder-i hayrü'l-beşer
Eyledikden sonra i'tâ-yı haber
Dedi geldi eşref-i sâ'at ü hîn
Oldu çün vakt-i vilâdet pek yakîn
Leyletü'l-isneyn Rebî'ulevvelin
On ikinci gecesiydi hem bilin
Çok acâ'ib şeyleri gördüm o ân
Binde birin eyleyem nakl ü beyân
Evvelâ hayli cemâ'at geldiler
Gök yüzünden yer yüzüne indiler
Şöyle derlerdi edip birden nidâ
Es-salâtü ve's-selâm yâ Mustafâ
Bu cemâ'at üç 'alem indirdiler
Her birini bir yere gönderdiler
Ka'betullah üzre dikildi biri
Hânem üzre rekz olundu diğeri
Mescid-i Aksâ'ya dikdiler birin
Doldu 'âlem bâ-sadâ-yı âferin
Göklerin yıldızları benden yana
Akdığından oldu çeşmim rûşenâ
Hem dahi kapıların hep açdılar
Yer yüzüne misk ü anber saçdılar
Çok melekler hem aşağa geldiler
İftihâren cümle hizmet kıldılar
Bir de gördüm çok güzel kuşlar o hîn
İndiler onlarla doldu bu zemîn
Kırmızı yâkût takmmışlar kanad
Öylece halk eyleyip Rabbü'l-'ibâd
Hem yeşil zümrüd idi minkârları
Türlü zînetlerle pür her yanları
Bir acâ'ib hâlete girdi semâ
Sündüs ü dîbacla kaplandı hevâ
Hem de bakdım ki hevâda çok ricâl
Ellerinde kâseler dolu zülâl
Halbu ise yanmış idim ben o ân
Aldım içdim bir dolu kâse hemân
Cism ü cânımdan harâret gitdi hep
Müsterih oldu vücûd bâ-lutf-ı Rab
Anca yok idi yanımda hiç kes
Duymaz idim kimseden bir savt ü ses
Almış idi vahşet ü haşyet beni
Bes enîsim idi Mevlâ-yı Ganî
Bir de etdi bir takım nisvân zuhûr
Meryem ile Âsiye bâkîsi hûr
Dil tesellî buldu onlarla o ân
Hamdülillah oldu gönlüm şâdımân
Her biri tebrîk edip dedi bana
Besdir ey Âmine bu devlet sana
Hem de evvelkinden artık çok sadâ
İle doldu cümleten arz u semâ
Zâhirim hem bâtınım bulup safâ
Gitdi benden her nevi' renc ü cefâ
Bir beyaz kuş der-akab geldi yakîn
Arkamı mesh eyledi şöyle hemîn
Mesh edince arkamı ol mürg-i nûr
Pâk Muhammed Mustafâ etdi zuhûr
Ravza-yı tâbnâkine her subh u şâm
Eyle takdîm es-salâtü ve's-selâm
Ol zamân bil kâffe-i cinn ü melek
Huşk u deryâ üzre hep tayr u semek
Hûr u gılmân-ı cinân hem bâ-nidâ
Çağrışıp da dediler kim merhabâ
Merhabâ ey dü cihânın serveri
Hakk Te'âlâ'nın azîz peygamberi
Merhabâ ey 'ayn-ı rahmet merhabâ
Merhabâ ey nûr-ı Hazret merhabâ
Bil cenâbındır imamü'l-mürselîn
Hem cenâbındır şefîu'l-müznibîn
Sensin ol şâhenşeh-i arz u semâ
Bârekellah yâ Muhammed Mustafâ
MÜNÂCÂT
Yâ ilâhî zât-ı pâkin hakkıyçün
Hem dahi yüz dört kitâbın hakkıyçün
Ol Habîbin nûr Muhammed hakkıyçün
Sırr-ı pâk-i zât-ı Ahmed hakkıyçün
Kâffe-i esmâ-yı hüsnâ hakkıyçün
Sidre vü 'arş-ı mu'allâ hakkıyçün
'İlm-i ahkâm-ı şerî'at hakkıyçün
Ehl-i ezkâr u tarîkat hakkıyçün
Her seherde ağlayanlar hakkıyçün
Eşk-i çeşmi çağlayanlar hakkıyçün
Va'dine bel bağlayanlar hakkıyçün
'Ahdini pek sağlayanlar hakkıyçün
Mağfiret eyle günah u cürmümüz
Pek za'îfdir çünki cism ü cirmimiz
Zât-ı pâkin çünkü Gaffârü'z-zünûb
Hem de sensin anca Settarü'l-'uyûb
'Âmme-i derd ü belâyı yâ ilâh
Def' ü ref' et bizlere çektirme âh
Fevzî-yi bîçâreyi hem ber-murâd
Kıl derûnu tâ ola mesrûr u şâd
Bakma noksânın kabûl et hizmetin
Tâ ki nâil ola cennet ni'metin
Aç u muhtâcız kapında biz hemân
Müstecâb eyle duâmız el-amân
Hâsılı lutf eyledin yâ Rab bana
Evvel ü âhirde hamd olsun sana
Rahmetullahi aleyh