İdârecilere Nasihat

Makâm ve mevki' sâhiplerinin hiç unutmamalıdırlar ki bulundukları makâm nasıl bir emânetullah ise kendilerine hizmetle mükellef bulundukları insanlar da Allah'ın emânetidir. Bir makâm sâhibi, bir idâreci, kendi ihmâli yüzünden onarılmayan bir köprüden geçerken ayağı kırılan bir hayvanın bile hesâbını Allah'a vermek zorunda olacağını hiç unutmamalıdır. Aynen bunun gibi, bir insanın tedâvîsinde gösterilen ihmâlin hesâbı da o hastadan sorumlu olan idârecilerden sorulacakdır. Her idâreci, kıyâmet gününde, sorumlu olduğu kişilerin hakkına riâyet etmek husûsunda kendisinden hesâb sorulacağını hiç unutmamalıdır.

Nutuk çekmekle, parasını milletin ödediği lüks arabalara kurulup debdebe ile geçmekle makâm sâhibi olunmaz. Her makâm sâhibi aldığı maaşda, saçı bitmedik yetîmin dahî hakkı bulunduğunu bilmeli, aldığı paranın hakkını halka hizmetle ödemelidir. Makâm sâhibi olanlar, Şeddâd'a, Nemrud'a, Firavun'a, Yezid'e özeneceklerine Hazret-i Ebû Bekir'e, Ömer'e, Osmân'a ve Ali'ye özenmelidir. Bilinmelidir ki zâlimlere destek olanlar da, mahşerde onlarla birlikde hesâba çekilecekler ve cezâlarını bulacaklardır.