İftar Vaktindeki Tecelliyât-ı İlâhî

10 Mayıs 2019 tarihinde yayınlanmıştır.

İftar
Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
İyi dinle! Orucun bir mikdar zevkini tadacağız şimdi. 
Mûsâ Peygamber Tûr'a gidiyor, Hakk'la konuşuyor. Hazret-i Mûsâ bundan cesâret almış ve demiş ki, "Yâ Rabbi, benimle konuşuyorsun, senin cemâlini de görsem, bana cemâlini de göstersen". İster ya. Ne kadar güzel değil mi? "Yâ Rabbi, bana kelîmim diyorsun, benimle konuşuyorsun, bana cemâlini de göster, cemâlini göreyim" dedi. Este'îzübillah. "وَلَمَّا جَٓاءَ مُوسٰى لِم۪يقَاتِنَا وَكَلَّمَهُ رَبُّهُۙ قَالَ رَبِّ اَرِن۪ٓي اَنْظُرْ اِلَيْكَۜ   velemmâ câe mûsâ li mîkâtinâ ve kellemehû rabbuh kale rabbi erinî enzur ileyk". Yani "Bana cemâlini göster, sana bakayım, göreyim seni" dedi. Hakk Teâlâ buyurdu ki "لَنْ تَرٰين۪ي len terânî" yani "Yâ Mûsâ! Sen beni göremezsin. Senden sonra sebeb-i hilkat-i âlem olan Muhammed Mustafâ'nın ümmetine Ramazan orucunu farz edeceğim ve cemâlimi Hazret-i Muhammed Mustafâ'ya göstereceğim. Şu anda seninle benim aramda yetmiş bin perde var. O sevgili Muhammedimin mahbûbumun ümmeti iftar sofrasına oturduğu vakit, boyunları bükük, emrimi dinlemiş, yüzleri sararmış, gözleri yaşlı, kalbleri benim aşkımla vuruyor hâlde iken, aramızdaki bu yetmiş bin perdeyi kaldıracağım. Cemâlimi onlara hazırladım, onlara göstermeden sana göstermem" dedi.
Düşün bir defa! Bu konuşduğum şey çok mühim bir mes'ele. Dînde rüsûh bulanlar, bu iş için cân verirler. "Görsek de olur görmesek de olur" diyenlere ne diyeyim ki ben? Böyle diyenlere bir sözümüz yok. Bütün ibâdetler, "ente maksûdî ve rızâke matlûbî" olacak. Yani Türkçesi şu, "Yâ Rabbi maksûdum sensin, kasdım sensin. Matlûbum, arzum, isteğim senin rızândır" diyeceksin. Her ibâdeti böyle yapacaksın.
Efendi Hazretleri, herkesin açlık, susuzluk ve yorgunluk sebebi ile keyifsiz olduğu iftara yakın saatlerde çok neşeli ve keyifli olurlar ve "Bu vakitlerde sekr-i sıyâm vardır" buyururlardı. Efendi Hazretleri hakkıyla oruç tutanlar için iftar vaktinin kıymetini de şöyle beyân buyururlardı : 
Kul ile Allah arasında yetmiş bin perde vardır. İftar vaktinde bütün bu perdeler kaldırılır, yapılan bütün duâlar müstecâb olur. Kelîmullah olan Mûsâ aleyhisselâm Cenâb-ı Hakk ile konuşmak için Tûr'a giderdi, senin Tûr'un ise iftar vaktindedir.
Şu "siccîn"e benzeyen âlemden "illiyyîn"e doğru uç
Oruç nazarıyla Hakk'ı gören nazarı elde etmeye bak
Hazret-i Mevlânâ

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön