16 Haziran 2016 tarihinde yayınlanmıştır.
Kur'ân-ı Kerîm'de birçok müjdeli âyetler olduğu herkesin ma'lûmudur ancak bunlar arasında biri var ki pek ama pek müjdelidir...O da yukarıdaki levhada gördüğünüz Sûre-i Zümer'in 53. âyetidir...Bu âyet-i celîlede Cenâb-ı Hakk şöyle buyuruyor :
قُلْ يَا عِبَادِيَ الَّذِينَ أَسْرَفُوا عَلَى أَنفُسِهِمْ لَا تَقْنَطُوا مِن رَّحْمَةِ اللَّهِ إِنَّ اللَّهَ يَغْفِرُ الذُّنُوبَ جَمِيعًا إِنَّهُ هُوَ الْغَفُورُ الرَّحِيمُ
Kul yâ ıbâdiyellezîne esrefû alâ enfusihim lâ taknetû min rahmetillâhi, innallâhe yağfiruz zunûbe cemîâ, innehû hüvel gafûru'r-rahîm.
De ki: "Ey haddi aşarak nefislerine karşı isrâf etmiş olan kullarım! Allah'ın rahmetinden ümmîdinizi kesmeyin. Çünkü Allah, günâhların tamâmını bağışlar. Şüphesiz ki Gafûr (çok bağışlayan) O'dur, Rahîm (çok merhamet eden) O'dur...
Bu "âyet-i celîle"de nice incelikler ve sayısız ma'nâlar vardır...Denizden bir katre, şemsden bir hüzme misâli şu kadarını arzedelim...
1. Cenâb-ı Hakk ömürlerini nefslerinin hevâsına uyarak isrâf etmiş dahî olsalar "kullarıma söyle" hitâbı ile günâhkâr ve âsîlere büyük bir şeref bahşediyor...Malum ya, insan için en büyük rütbe "abdiyyet" rütbesidir...
2. Bu müjde, sâdece mü'minlerin günâhkârları için değil, aynı zamanda müşrik ve inançsızlar için de geçerlidir...Îmân ettikleri takdirde geçmişdeki hatâların silineceği âşikârdır...
3. "Cemîan/Hepsini" ifâdesinde de incelikler var...Eğer kul hakkıyla tövbe eder, günâhlarına nedâmet ederse kul hakkı hâriç bütün günâhların birden affolacağına, diğer bir yönüyle de Allah isterse, şirk hâriç bütün günâhların affedilebileceğine işâret vardır...
Muhakkikîn tarafından en ümit verici âyetlerden biri kabûl edilen bu âyet-i celîle hakkında Resûl-i Ekrem Efendimiz şöyle buyurmuşlardır :
"Bu âyeti dünyâya ve dünyâda bulunan hiçbir şeye değişmem..."
"Bundan daha müjdeli bir âyet-i kerîme olamaz herhalde" diye düşünenler için söyleyelim ki o da vardır!...O âyet-i kerîme, Sûre-i Furkân'ın 70.âyetidir...
إِلَّا مَن تَابَ وَآمَنَ وَعَمِلَ عَمَلًا صَالِحًا فَأُوْلَئِكَ يُبَدِّلُ اللَّهُ سَيِّئَاتِهِمْ حَسَنَاتٍ وَكَانَ اللَّهُ غَفُورًا رَّحِيمًا
İllâ men tâbe ve âmene ve amile amelen sâlihan fe ulâike yubeddilullâhu seyyiâtihim hasenât, ve kânallâhu gafûran rahîmâ.
Ancak tövbe edip de inanan ve sâlih amel işleyenler başka. Allah, onların seyyiâtını (kötülüklerini) hasenâta (iyiliklere) çevirir. Allah, Gafûr'dur (çok bağışlayan), Rahîm'dir (çok merhamet eden).
Cenâb-ı Hakk, tövbe edip doğru yola giren kullarının bütün günâhlarını affetmekle bırakmıyor bir de günâhlarını sevâba tahvîl ediyor!...Bundan daha büyük müjde, bundan büyük lutuf ve ihsân olabilir mi?...
Günâhın olsa yığın
Hiç durma Hakk’a sığın
O'dur Gaffâr u Kerîm