İki Gününü Bir Eden Zarardadır

İbâdet ve tâatda iki gününü bir eden zarar etti. Dünyâ husûsâtında da böyledir. İki günü bir eden, zarardadır. Mutlakâ ilerlemek lâzımdır. Dünyâda da böyledir, maddede de böyledir. Bâhusûs dünyâ altından olsa, âhiret tenekeden, sen tenekeyi tercîh et. Çünkü dünyâ altından da olsa fânîdir, elinden çıkıcıdır. Âhiret teneke de olsa, o ebediyyen senin olacakdır. Estağfirullah. Öyle değil ya, anlatmak için söylüyorum bunu. Ebediyyen ordasın, bir daha buraya gelmek yok. Bitti. Buraya gelen gidiyor. Tâ mahşer gününde senle ben bir daha karşılaşırız, huzûrullahda. İnşâallah Resûlullah'ın sancağı altında, inşâallah şehîdlerle, gâzîlerle, nebîlerle, velîlerle, âşıklarla, sâlihlerle cem oluruz. 

Allah Ganî'dir, Allah diyeni kapısından boş çevirmez. Kim olursa olsun. Ama ömrünün kıymetini bil yavrum. Namazın vakti çabuk geçtiği gibi ömür de çabuk geçicidir. Hemen tövbe et ve Allah'a rücû' eyle. O vakit zarar etmezsin. Tövbe edenler zarar etmediler, tövbe etmeyenler zarar ettiler. Cevâhirlerden kıymetli ömürlerini denize savurdular, hebâ ettiler, attılar, sokaklara attılar. Dünyâ yüzüne tekrardan dönüp bir kere Allah demeyi Allah'dan isteyeceksin ama izin verilmeyecek, Kur`ân-ı Kerîm'in beyânına göre. "Yâ Rabbi, tekrar bizi dünyâya çıkar, a'mâl-i sâliha icrâ edelim". Geçti. Bitti o iş.

Hani, malûm-i ihsânınız, ben size anlatmışdım ama yine söyleyelim de sözümüze nihâyet verelim.

İlyas Nebî ölüyormuş. Dedik ya, her nefis ölümü tadıcı. Ağlıyormuş İlyas aleyhisselâm. Peygamber, oyuncak değil, mahalle imamı değil, peygamber! Melekü'l-mevt demiş ki, "Yâ Nebiyyallah, ölümden mi korkuyorsun, niye ağlıyorsun? Sen bir peygambersin, senin makâmın cennetin a'lâ kısmındandır" deyince, "Yok yâ melekü'-mevt, ona ağlamıyorum. Rabbime ibâdet etmeye doyamadım" demiş. Yani "Ete kana bürülü iken, dünyâ vücûdunda iken Rabbime ibâdet etmeye doyamadım" demiş.

Fırsatı ganîmet bil. İbâdet ve tâatdan lezzet almıyorsan hastasın. Çünkü hastaya bal tattırdıkları vakit, bal hastaya acı gelir. Neden? Çünkü mizâcı bozukdur. Kim ki ibâdet ve tâatdan, kim ki zikrullahdan zevk duymuyorsa hasta o. Tövbe etsin, hastalığını tedâvî ettirsin. Son pişmanlık fayda etmez. Bir gün gök yarılacak, güneş dürülecek, yıldızlar dökülecekdir, tövbe kapın kapanacakdır. O günler gelemeden Rabbine dön. 

Allah Ganî'dir. Hazret-i Muhammed gibi bir peygamberimiz var. Ebûbekir Sıddîk gibi bir şefîimiz var, Ömer gibi bir hâmîmiz var, Osmân gibi bir duâcımız var, Ali gibi bir müncîmiz var, Kur`ân gibi bir kitâbımız var. Bize kâfî gelmez mi? Gelir ama, Allah de ve zikrullahda dâim ol ve kâim ol. Çenen îmân üzere kapansın. Ona çalış. Bu da ibâdetle ve tâatla olur, muhabbetle olur.

Tövbe istiğfâr edelim, hangi günaha tövbe edersen, o günahı yapmamış gibisin. İki cihân serveri, ins ü cin peygamberi, sebeb-i hilkat-i âlem olan Efendimiz, "et-tâibü mine'z-zenbi kemen lâ zenbe leh" buyurmuş. İyi dinle! "Günaha tövbe eden o günahı yapmamış gibidir" buyurmuş. Allah derhal affediyor. Onun için "Allah benim bu günahımı affeder mi, etmez mi?" diye düşünme sakın. Allah'a hüsn-i zan et. Allah'ı sev. Allah'a hüsn-i zan et. Allah affedicidir. Allah de, mahrûm olmayacaksın.