25 Kasım 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Büyük mürşidlerimizden Üsküdarlı Nasûhî Hazretleri bir bendesine gönderdiği mektûbdur :
Bismillâhirrahmânirrahîm.
"وَمَٓا اٰتٰيكُمُ الرَّسُولُ فَخُذُوهُ وَمَا نَهٰيكُمْ عَنْهُ فَانْتَهُواۚ vemâ âtâkümü'r-resûlü fehuzûhu vemâ nehâküm 'anhu fentehû". El-Âyet.Benim mekremetli ve 'âkıbetli oğlum,Dâ'îniz, 'alâ-mâ-şere'allah teblîğ-i ahkâm-ı ma'rifet ve âdâb-ı tarîkat ile azîzândan me'zûnuz. Meşrebce müdâhene harâmdır. Allahu Azîmü'ş-Şân emri üzere ifâde eylemeklik ile me'mûruz. Sizin pederinizi biz kadar bilemezsiz. Ve bu tahrîrâtınız sakatdır. Eğer murâdınız mutlakâ nahl-veş her şükûfeden behreyâblık ise, insan onunla me'mûr değildir. Hasta ise bir tabîb, müsterşid ise bir mürşid.
Cenâb-ı Risâlet-penâh sallallahu aleyhi vesellem zamânından ilâ yevminâ hâzâ, ferden 'an ferdin, naklen 'an ferdin, ahzen 'an kâbiri ferdin, nefes-i Rahmâniyyeye tevâsul etmişlerdir. Tarîk-i hak budur. Sizler a'lemsiz. Beyne'l-akrân ser-efrâz olmak istihdâm-ı meşâyih tufûletdir. "Men kâne lillahi kânallahu leh". Murâd oldur ki tahsîl-i kurb-i İlâh eyleye.
'İndallah, saltanat-ı dünyâ kadr-i ba'ûze olaydı, Nemrud ve Firavun ve Şeddad'a vermezdi. Şeyh istihdâm olunmak, kurb-i ilâhî, tahsîl-i rızâ-yı rahmânî ve kemâlât-ı esrâr-ı sübhânî içindir.
Söz çok sathî, seherî görüşmek derece-i imkânda olmasına sâ'î olasız. Hevâcis-i derûnunuz ve cevelân-ı tab'ınız, zâbit ü câmi' olan cân kulağınıza zâhirde bir nefes-i mevrûseye eşedd-i ihtiyâc ile muhtâcsız. Ve siz a'lemsiz.
Sizlerin bizim 'indimizde aslâ cürmünüz yokdur. Kereminizden mâ-'adâ katımızda mekrûh bir şey yokdur. Sizden kemâl-i rızâ ile râzılar ve şimdilik mahcûbuz. Taleb-i 'afvınız müstedrekdir. Bu vâdîde olmayasız. Ve taleb-i himmetde olmanız da müstedrekdir. Gâfilsiz demekdir. Biz cemî'-i hulefâ ve fukarâmıza ferden ferdâ hizmet-i duânıza tenbîh-i şedîd eylemişizdir.
Lâkin bir ağaç bir çekirdekden, bir kökden olur. Bir oğlan iki anadan doğmaz. İki karpuz bir koltuğa sığmaz. İki şeyhe iktidâ olmaz. Esâs-ı tarîkat budur. "وَمَا عَلَيْنَا إِلاَّ الْبَلاَغُ vemâ aleynâ ille'l-belâğ". "مَا جَعَلَ اللّٰهُ لِرَجُلٍ مِنْ قَلْبَيْنِ ف۪ي جَوْفِه۪ۚ mâ ce'alallahu li reculin min kalbeyni fî cevfih". Sizler muhtârsız. Elbette bize itâ'at eylen demeziz. 'Akl u iz'ân ve im'ân-ı nazar ile kendi zâtınıza merhamet edersiz. İlâ yevmi'l-kıyâme 'alâ tarîki'l-vasiyye ben ve evlâdım ve fukarâm senin duâna vakf etdim. Lillahi ve resûlihî sana rabt-ı kalb etdim. Sen bir mürşid-i kâmile itâ'at eyle. Tek kâmil ol, ben râzıyım, mesrûrum, memnûnum.
Aslâ âşinâlık dahi etmesen, yine nesâk-ı vâhidden ayrılmam. Hemân sen isti'dâd-ı ezelîni zâyi' etme. Devlet-i dünyâ teneşir olur. Bir mülke mâlik ol ki, aslâ zevâl bulmaz ola. Lutf eyle, ihsân eyle. Merd ol, ferd ol, merde iktidâ eyle, ferde itâ'at eyle. "لَٓا اِلٰى هٰٓؤُ۬لَٓاءِ وَلَٓا اِلٰى هٰٓؤُ۬لَٓاءِۜ lâ ilâ hâ ulâi velâ ilâ hâ ulâ" meşrebinden Allahu Teâlâ'ya sığın. Kerem eyle, mürüvvet eyle, zâtına merhamet eyle. "وَاللّٰهُ يَقُولُ الْحَقَّ وَهُوَ يَهْدِي السَّب۪يلَ vallahu yekûlu'l-hakka ve hüve yehdi's-sebîl". El Fâtiha.
Hazret-i Şeyh'in bu mektûbunda nice dersler var. Biz yazabildiklerimizi yazalım :