MuzafferOzak.com (Türkçe)

Büyük mürşidlerimizden Ferîdüddîn Attâr Hazretlerinin altı bin beş yüz beyitlik bu mesnevîsi, tasavvufun en temel meselesi olan tehzîb-i ahlâk yani ahlâkı güzelleştirmek üzerinedir. Nefsin kötü sıfatlarının hep hikâyelerle ve mesellerle îzâh edildiği bu kıymetli eser, müellifin diğer meşhûr eseri Mantıku't-Tayr gibi kendisinden sonra gelen mürşidlere ilhâm kaynağı olmuşdur. Hazret-i Mevlânâ'nın Mesnevî-i Şerîf'i kaleme aldırması da, halîfesi Hüsâmeddin Çelebi'nin kendisinden Senâî ve Ferîdüddîn Attâr Hazretlerinin eserlerine benzer bir eser yazmasını istemesi üzerine olmuşdur.

Bütün büyük mürşidler, derin mevzuları ve ince meseleleri hep hikâyelerle, mesellerle ve menkıbelerle îzâh etmişlerdir. Zîrâ kuru kuruya verilen bilgiler okuyana ve dinleyene pek tesir etmez, akılda da kalmaz. Halbuki hikâyeler ve meseller, hem akılda kalır hem de tıpkı bir film ya da tiyatro oyununda olduğu gibi anlatılmak istenen meselenin, gözönüne getirilmesini sağlar. Yani bilgiyi ayne'l-yakîn seviyesine yükseltir. Geriye bu bilgiyi hakka'l-yakîn mertebesine yükseltmek kalır ki o da artık kişinin niyetine, azmine ve gayretine kalmışdır.

Eser, halkın anlayabileceği bir dille yazılmışdır. Zâten eserdeki hikâyelerin çoğu halka mâl olmuş hikâyelerdir. Hikâyelerin çoğu kısadır, hattâ bazıları iki üç beyit kadardır. Her hikâye, tasavvufî bir ders mâhiyetindedir.

Türkçeye ilk olarak Şemseddin Sıvâsî Hazretleri tarafından ve manzûm olarak tercüme edilen bu kıymetli eser, asırlar sonra Abdülbâki Gölpınarlı'nın tercümesiyle gün yüzüne çıkmışdır. Son dönemde Mehmed Kanar tarafından da tercüme edilerek yayınlanan bu feyizli eseri hepinize harâretle tavsiye ederim.

İlâhî 'izzetin hakkı bu gönle sen tahâret ver
Habîbin Mustafâ hakkı hevâlardan ferâgat ver
Mücellâ eyle bu gönlü senin zikrinle ey Mevlâ
Sivâyı sür derûnumdan dile özge letâfet ver
Zebânım nefs-i bed-kârdan halâs et heft a'zâyı
Mekârim hüsn-i ahlâkla bu kalbime melâhat ver
Cihân lezzetini terk eyleyüp avn-i inâyetle
Bu zevk-i şevk-i 'aşk ile bize Yâ Rab halâvet ver

İlâhînâme - Ferîdüddîn Attar