MuzafferOzak.com (Türkçe)

HİKÂYE

Hârun Reşîd zamânında, delinin biri ilahlık da'vâsına kalkmış. Önce, "delidir ne yapsa yeridir" diyerek pek umursamamışlar ama deli her gün ayrı bir yerde "Ben Allahım" diyerek dolaşınca şehirde dedikodular almış yürümüş ve nihâyet halîfenin bile bundan haberi olmuş. Hârun Reşîd, bu deliyi merâk etmiş, görüşmek istemiş ve adamlarına emredip huzûruna getirtmiş. Halîfe, olan bitenden haberi yokmuş gibi, "Söyle bakalım senin da'vân nedir?" diye sorunca, deli her yerde söylediği gibi halîfenin huzûrunda da fütursuzca "Ben Allahım" demiş. Halîfe, "Geçen yıl da senin gibi biri çıkmışdı, peygamberlik da'vâsında bulunmuşdu. Ona ne oldu biliyor musun? Emir verdim, boynunu vurdurdum". Halîfe, delinin bu tehdidden korkarak da'vâsından vazgeçeceğini düşünürken deli hiç istifini bozmadan şöyle demiş : "Ey benim makbûl kulum! Ne iyi etmişsin, ne doğru bir kara vermişsin. Zîrâ o yalancıya ben peygamberlik vermemişdim"

Gördün mü bir deli dön geri.

İlâhlık Da'vâsına Kalkan Deli