2 Ocak 2023 tarihinde yayınlanmıştır.
Efendimizin Mekke'den Medîne'ye hicreti pek çok ilke sahne olmuşdur. Bu yazımızda bunlardan üçünü zikredeceğiz.
Efendimiz Medîne'ye girmeden evvel, şehre bir saatlik mesafede bulunan Kubâ mevkiinde bir müddet konaklamışdır. Bir rivâyete göre dört gün, diğer bir rivâyete göre on dört gün kalmışdır orada Efendimiz. Bu süre zarfında Kuba'da bir mescid yapdırmışdır Hazret-i Peygamber. Mekke-i Mükerreme hâricindeki ilk mescid budur. Kubâ Mescidi o günden bugüne pek çok değişime uğramışdır ama hâlâ aynı yerde ayakdadır ve Efendimizin hâtırasını yâd etmek isteyen hacılar orayı da ziyâret ederler.
Efendimiz bir Cuma günü o mevkiden ayrılmış ve Medîne'ye doğru yola çıkmışdır. Öğle üzeri Rânûnâ vâdisine varmış ve ilk Cuma Namazını orada kıldırmış ve ilk Cuma hutbesini de orada îrâd etmişdir Efendimiz.
Efendimiz ayağa kalkmış ve Allah'a hamd ü senâ etdikden sonra buyurmuşlar ki :
Ey insanlar! Âhiretiniz için hazırlık yapınız. Allah'a yemîn ederim ki şunu iyi biliniz, mutlaka her biriniz o dehşetli ânı yaşayacaksınız. Sürünüzü çobansız olarak terk edeceksiniz. Rabbiniz tercümansız ve arada perde olmadan her birinize hitâb ederek, "Resûlüm sana gelip teblîğ etmedi mi? Sana mal verip seni üstün kılmadım mı? Kendin için ne hazırladın?" diyecek. Kişi sağına soluna bakacak ve hiç bir şey görmeyecek. Nihâyet önüne bakınca sadece cehennemi görecek. Mâdem ki böyle olacakdır, imkânı olan bir hurmanın yarısıyla dahi olsa kendisini ateşden korudun. Bunu bulamayan kimse, güzel bir sözle bunu yapsın. Çünkü yapılan iyilik on mislinden yedi yüz katına kadar mükâfatlandırılır. Allah'ın selâmı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Hamd Allah'a mahsûsdur. O'na hamd ederim ve O'ndan yardım dilerim. Nefislerimizin şerlerinden ve amellerimizin kötülüklerinden Allah'a sığınırız. Allah kime hidâyet ederse onu dopru yoldan çıkaracak kimse yokdur. Kimi de dalâletde bırakırsa ona hidâyet edecek kimse yokdur. Şehâdet ederim ki Allah'dan başka ibâdete lâyık hiçbir ilâh yokdur, yalnız O vardır. O'nun ortağı yokdur. Sözlerin en güzeli Allahu Teâlâ'nın kitabıdır. Allah'ın kalbini Kur'ân ile süslediği, küfürden sonra İslâm'a dâhil etdiği, insanların sözlerine karşılık kendi kelâmı olan Kur'ân-ı Kerîm ile buluşturduğu kişiler, felâha ermişlerdir. O, sözün en güzeli ve en belîğidir.
Allah'ın sevdiğini sevin, Allah'ı bütün kalbinizle sevin. Allah'ın kelâmından ve O'nun zikrinden usanmayın. Kalbleriniz O'na karşı katı kalmasın. Çünkü Allah, her ne yarattıysa onlardan bir kısmını seçmiş ve isimlendirmişdir. Amellerin hayırlısını, kulların seçkinlerini, sözün iyisini, helâl ve haram olan şeyleri insanlara bildirmişdir. O hâlde Allah'a ibâdet edin. O'na hiçbir şeyi ortak koşmayın. O'ndan hakkıyla sakının. Sözlerinizin en güzeliyle Allah'ı tasdîk edin. Allah'ın rahmetiyle birbirinizi sevin. Allah, ahdini bozanlara gadab eder. Allah'ın rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.
Dikkat edilirse bu hutbe, pek vecîz, pek belîğdir. Pek az sözle çok şeyler ifâde etmişdr Peygamberimiz. Bu hutbelerinde İslâm'ın bütün esaslarını zikretmişdir Efendimiz. İ'tikâd meselesine de işâret vardır, ibâdet meselesine de, ahlâka da işâret Etmişdir Peygamberimiz, muâmelâta da. Bu hutbeler, âdetâ dînimizin bir hulâsası hükmündedir.