17 Ağustos 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
Bir gün o diyârın emîri, ki kendisi hıristiyanmış, ava çıkmış. Yolda bir ağaç altında oturan iki kişi görmüş, onların hâli ve tavrı dikkatini çekmiş. Bu iki zât, azıklarını ortaya koymuşlar, hem yiyorlar hem de tatlı tatlı sohbet ediyorlarmış. Sonra ayrılıp farklı taraflara gitmişler. Bunların birbirlerine olan ülfet ve muhabbeti emîrin çok hoşuna gitmiş. Birini çağırtıp diğer hakkında sormuş, "O zât senin neyin olur?" demiş. O, "Hiçbir şeyim" diye cevap vermiş. Emîr şaşırmış, "Peki nereliydi o?" diye sormuş, "Bilmem" demiş o zât. Bunun üzerine emîr "Peki birbirinize olan bu ülfetinizin, bu muhabbetinizin sebebi neydi?" demiş. O zât, "Bu bizim yolumuzun îcâbıdır" cevâbını vermiş. O zaman anlaşılmış ki bu iki zât, birbirlerini daha önce hiç görmemiş olan iki sôfî imiş. Şaşkınlığı hayranlığa dönen emîr, "Peki sizin biraraya gelebileceğiniz bir yeriniz, bir mekânınız yok mu?" diye sormuş. "Hayır yok" cevâbını alınca da, "Öyleyse ben sizin için bir yer yapdırayım da orada toplanın, rahat rahat görüşün" demiş ve ilk hankâhı yapdırmış.