1 Şubat 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyurdular ki :
Kur`ân-ı Kerîm 114 sûredir, 6666 âyetdir. Kur`ân-ı Kerîm'i muhakkak sûretde okumaya gayret et. İlmin vakti, zamânı yokdur. "Yaşım geçdi, vaktim geçdi" demeyeceksin. Sultân-ı rusül yani resûllerin sultânı olan Muhammed aleyhissalâtü vesselâm, yani Efendimiz, Allah'ın mahbûbu, Allah'ın sevgilisi, "Utlübü'l-ilme mine'l-mehdi ile'l-lahdi" buyuruyorlar ki yani "İlmi siz beşikden mezara kadar talîm ediniz".
İlimde bir çok safhalar olduğu gibi, asıl ilim, Allah'ı bilmekdir. Allah'ın kelâmını bilmeyince Allah'ı nasıl bilirsin? Allah'ın mahlûkâtını tanımayınca Allah'ı nasıl tanırsın? Öyleyse, muhakkak sûretde, "vaktimiz geçdi, yaşımız kemâle erdi" demeyeceğiz, Kur`ân-ı Kerîm'i tilâvet edeceğiz.
Şunu da söyleyeyim size, Kâşifü'l-Kubûr diye bir kitâb var İmâm-ı Suyûtî'nin, onda diyor ki, "Kur`ân-ı Kerîm'i öğrenmeden ölenlere, melekler kabirde Kur`ân'ı talîm etdirecekler" diyor. Belki zahmetli olur yani. Burdan hazırlan git.
"Efendim, Arabî harf uzun, iş ağır, çetin" filan. Hayır efendim, öyle değil. Allah zenginliği istediğine, ilmi isteyene verir. Bir akşamda okuyanlar vardır be, bir akşamda! Niye Allah'dan ümîdini kesiyorsun? Gönlün Allah'lı olsun bir defa evveliemirde. Allah'a itimâd et, Allah'a hüsn-i zann et, Allah'ı sev.
Hani meşhûr bir menâkıb var da, yeri gelmişken söyleyelim. Salahaddîn-i Zerkûbî'nin ceddi, bir kış gününde medreseye gelmiş, tahsîle. İşitmiş böyle hocadan. Biraz yaşı geçmiş bir adammış. Talebeler, genç talebeler şaka yapmışlar kendisiyle. Zemherî böyle, medresenin önünde de su akarmış., bir dere varmış, çay varmış. Demişler, "Niye geldin buraya babalık" demişler. "Okumaya" demiş. Demişler, "Sen dağlısın, senin kürdlüğün çıkması lâzım". "E ne olacak?" demiş. "Suya gireceksin sabaha kadar" demişler. "Orda kalacaksın, sonra medreseye girersin, tahsîle başlarsın" demişler. Kalb temiz, hiç gıll u gış yok, öyle zannetmiş o ve girmiş suya. Zemherîde sabaha kadar durmuş suda. Meşhûr menâkıbda var yani söylediğim şey. Sabahleyin medreseye gelmiş, doğru kürsüye çıkmış, diyor ki, "emseytü kürdiyyen esbahtü arabiyyâ, dün ben Kürddüm, bugün Arab oldum, gelin size lisân-ı Arab'ı öğreteyim" diyor. Bir akşamda Allah ihsân etmişdir.
Hakk Teâlâ'ya ne güçlük var ki? Yalnız sen Allah'a iyi itimâd et, iyi sarıl O'na sen. "Olur mu olmaz mı" deme. Biz insanken kapımıza gelen fakîri fukarâyı boş çevirmeyiz, hakkıyla Allah'ın kapısına geleni Allah boş çevirir mi zannediyorsun yani? O, sultânların sultânıdır. O, Rahmân'dır, Rahîm'dir Allah. Vaktim geçdi filan yok, tahsîl-i ulûm.
www.muzafferozak.com