15 Şubat 2022 tarihinde yayınlanmıştır.
Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri buyuruyorlar ki :
Allahu Sübhânehû ve Teâlâ Hazretleri, bütün faziletlere ilmi vesîle kılmışdır. Ne var ki, ilmi okuyan, yazan, yazdıran ve okutanın da ilmiyle âmil olması, bu fazîletleri ibrâz etmesine sebeb olur. İlmi ile âmil olmayan âlim helâk olur. İlim, bütün fazîlet ve şereflerin başıdır. İnsanları, insanlar arasında yükselten ve yücelten ilim olduğu gibi, Allahu Teâlâ indinde yüksek derecelere yükselten de yine ilimdir. Hazret-i Âdem aleyhisselama verilen ilimden ötürü Allahu Teâlâ bütün meleklerine ona secde etmelerini emir ve fermân buyurmuşdur. Âdem aleyhisselamın meleklerden üstün ve yüce olması, mazhar olduğu ilim sebebiyledir. Allahu Azîmü'ş-Şân, ilmin şeref, fazilet ve ehemmiyetini düstur-i mükerremimiz olan Kur`an-ı Azîmü'l-Bürhân'da şöyle beyân ve ilân buyurmuşdur : "وَالَّذ۪ينَ اُو۫تُوا الْعِلْمَ دَرَجَاتٍۜ vellezîne ûtü'l-ilme derecât".
İbn Abbas radıyallahu anh, "Âlimlerin Allah katındaki dereceleri, diğer mü'minlere göre yedi yüz derece fazladır. Her derecenin arası, beş yüz senelik yoldur" buyurmuşlardır.
Âlimlerin haklarına hürmet ve riâyet ediniz sevgili kardeşlerim. Hele âlimlere saygısızlıkdan son derece sakınınız. Âlimlere, her zaman ve her yerde ve her meşrû işde hürmetkâr olunuz. Meclislerinize gelmek lutfunda bulunan âlimleri, kendinizden üstün tutunuz ve onlara ikrâmda bulununuz. Zîrâ ilmiyle âmil olan âlimler, Hakk Teâlâ katında mukaddemdir. "هَلْ يَسْتَوِي الَّذ۪ينَ يَعْلَمُونَ وَالَّذ۪ينَ لَا يَعْلَمُونَۜ hel yestevillezîne ya'lemûne vellezîne lâ ya'lemûn". Bilenlerle bilmeyenler bir olur mu? Elbette olmaz. Bilen ve bilmeyen hiçbir işde müsâvî olamaz. Meselâ ilmi olmayan bir kimse, bir hayır işlese, bir hayra on sevâb vardır, ki böyle olduğu âyet-i celîle ile sabitdir. Oysa o hayrı işleyen âlim ise bir hayra en az elli sevâbdan beş yüz sevâba kadar ecir verilir. Allahu Sübhânehû ve Teâlâ, dilerse daha fazla da ecir verebilir. "وَاللّٰهُ يُضَاعِفُ لِمَنْ يَشَٓاءُۜ وَاللّٰهُ وَاسِعٌ عَل۪يمٌ vallahu yuda'ifü limen yeşâ, vallahu vâsi'un alîm". Bu âyet-i celîleyi ayrıca yorumlamağa lüzûm var mıdır?
Fahr-i Âlem sallallahu aleyhi ve sellem Efendimiz, bir hadîs-i şerîflerinde, "Mücerred îmân, çıplakdır. Bu çıplak îmânın elbisesi takvâ, ziyneti hayâ, meyvesi de ilimdir" buyurmuşlardır.
Bir diğer hadîs-i şerîflerinde de, "Ey ümmetim! İlmi taleb edin, ilim tahsîl edin, okuyun ve öğrenin. Zîrâ ilme tâlib olan kimse kıyâmet günü Huzûr-i İzzet'e yüzü ak olarak gelir. Alimler o gün, yüzleri ayın bedr-i tâmm gecesi gibi olduğu hâlde kabirlerinden kalkarlar. Câhiller câhil olarak ve âlimler âlim olarak haşrolunurlar" buyurmuşlardır.
Başka bir hadîs-i şerîflerinde de, "Kulun, Allahu Teâlâ'dan göreceği mükâfât, ancak sâhib bulunduğu ilim ve ma'rifeti kadardır" buyurmuşlardır.