İmam Hüseyn Efendimizin Şehâdeti Hakkındaki Âyetler

12 Kasım 2014 tarihinde yayınlanmıştır.

Kuran
وَإِذَا الْمَوْؤُودَةُ سُئِلَتْ * بِأَيِّ ذَنبٍ قُتِلَتْ 
Ve izel mev’ûdetu suilet. Bi eyyi zenbin kutilet. 
Sûre-i Tekvîr, Âyet 8-9

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretlerinin beyânına göre, İmâm Hüseyn radıyallahu anh Efendimiz hakkındaki âyetlerden biri de budur. Müfessirler bu âyetler hakkında aşağı yukarı hep aynı ma'nâyı vermişler ve herkesin ma'lûmu olan câhiliyye dönemindeki, kız çocukların diri diri gömülmesi âdeti ile ilgili olduğunu beyân ederek, Cenâb-ı Hakk'ın çocuklarını katledenlere "hangi suçundan dolayı öldürdünüz" diye şiddetle itâb edeceğini beyân etmişlerdir ki şübhesiz bu, isâbetli bir tefsirdir.

Mürşid-i Azîzim Muzaffer Efendi Hazretleri, bu âyetlerin İmâm Hüseyn Efendimiz ve ashâbının Kerbelâ'da şehîd edilmelerine de işâret ettiğini (dâll bi işâretihî) ve 8. âyetin, sahih kırâatlardan birine göre, "ve izel meveddeti suilet" şeklinde de okunabildiğini beyân etmişlerdir. Bu sûretle Sûre-i Şûrâ'nın 23. âyetindeki "kul lâ es’elukum aleyhi ecren illel meveddete fîl kurbâ" ile de hem elfâz hem de ma'nâ bakımından irtibat sağlanmış olmakdadır.
إِنَّ هَذَا لَهُوَ الْبَلَاء الْمُبِينُ * وَفَدَيْنَاهُ بِذِبْحٍ عَظِيمٍ * وَتَرَكْنَا عَلَيْهِ فِي الْآخِرِينَ 
İnne hâzâ le hüvel belâul mübîn. Ve fedeynâhu bi zibhın azîm.Ve teraknâ aleyhi fîl âhirîn.
Gerçekden bu apaçık bir imtihan idi. Ve ona büyük bir kurbânlık fidye verdik. Sonradan gelenler içinde kendisine iyi bir nâm bırakdık.
Sûre-i Saffât, Âyet 106-107-108 

Muzaffer Efendi Hazretleri, Sûre-i Saffat'daki "ve fedeynâhu bi zibhin azîm" den kasdedilenin, sahrâ-yı Kerbelâ'da şehîd edilen İmam Hüseyn radıyallahu anh Efendimiz olduğunu beyân ederek, "Allah bir koça 'AZÎM' demez, 'AZÎM' Allah'ın esmâsıdır" buyurdular. Efendi Hazretlerinin beyânına göre, Şâh-ı Şehîdan İmâm Hüseyn radıyallahu anh Efendimiz İsmail aleyhisselama bedel olarak kurbân olmuşdur.

Efendi Hazretleri, İbrahim aleyhisselamın oğlu İsmail aleyhisselamı kurban etmek üzere imtihan edildiği meşhûr hâdiseyi anlatırken, Cenâb-ı Hakk'ın İsmail aleyhisselama "şehâdet"i, İbrahim Halîlullah'a da "şehîd babası" şerefini vermediğini, sadece ecrini verdiğini fakat Habîb-i Kibriyâ aleyhi ekmeli't-tehâyâ Efendimiz'in gözünün nûru olan İmâm Hüseyn Efendimiz'in şehâdeti ile bu şerefin Resûl-i Ekrem Efendimize ve İmâm Hüseyn'e verildiğini beyân buyurmuşlardı.

Efendi Hazretleri, olmuş ve olacak her şeyin Kur`ân'da beyân edildiğini ve bunun da Kur`ân'daki delîlinin "velâ ratbin velâ yâbisin illâ fî kitâbin mübîn" âyet-i kerîmesi olduğunu sık sık tekrar ederlerdi. Ancak bazı hakîkatlerin "dâll bi ibâretihî" yani açık ibârelerle, bazı hakîkatlerin ise "dâll bi işâretihî" yani işâretlerle ifâde edildiğini söylerlerdi. Yukarıdaki ma'nâlar "dâll bi işâretihî" faslındandır.

Okudum hem Keşşâf hem Taberî
Şeyhimden aldım doğru haberi

www.muzafferozak.com

Listeye geri dön