7 Mayıs 2021 tarihinde yayınlanmıştır.
İmâm-ı Ali yıkadı Fâtımatü'z-Zehrâ'yı. Ben bunu senelerce evvel söylemişdim de, birisi hazmedememiş gitmiş Şemseddin Yeşil Efendi'ye söylemişdi filan. Sonra isbât etdim, getirdim gösterdim Buhârî'de yerini. Bunun sebebi de şu. İslâm ahkâmına göre, herkes öldüğü vakitde, karısı boş düşer, nikâhı bitmişdir. Dünyâda nasıl ki Cenâb-ı Haydar-ı Kerrâr'ın âilesidir Fâtıma, âhiretde de Hazret-i Ali'nin nikâhındadır. Ona işâret vardır bunda.Efendi Hazretleri bu meseleye İrşâd nâmındaki eserinde de temâs ediyorlar, buyuruyorlar ki :
İmâm-ı Ali'nin âilesini yıkayıp kefenlemesi, yalnız İmâm-ı Ali'ye mahsûsdur. Bir vaazım esnâsında bu kıssayı anlatdığımda, bazı zevât buna itiraz etmişler, "Nasıl olur bir erkek kendi kadınını yıkar?" demişler ve inkâra yeltenmişlerdi. Muhterem okuyucum, böyle bir fikre sâhib olursan, yâhud itirazla karşılaşırsan, Kur`ân'dan sonra en büyük kitâbımız olan hadîs kitâbı Buhârî'nin "Fazîlet-i Fâtıma" bâbına bakıver. Menâkıb-ı Fâtıma bahsinde böylece yazmakdadır. Evet, bir kişi öldüğünde nikâh düşer fakat İmâm-ı Ali ile Fâtıma'nın nikâhları düşmemişdir.
Ol ki sevdâ-yı cihân-ârâya cân eyler fedâMurtazâ'dır gûyiyâ vasfı anındır "lâ fetâ"Her kim ol dildâr sevdâsında çekmiş mihnetiDem-be-dem eyler safâ tutmuş reh-i Hayrü'n-nisâ
www.muzafferozak.com